Kargaşa

Konu: Kargaşa Çarş. Mayıs 12, 2010 4:35 pm

Séth o gün yeni yapılan asalar için bi' kaç mazleme almak için Diagon Yolu dışına gitmişti . Gün güzelce geçiyoru , Anka Kuşları'nı yakalamak bazen zor olsa da ; onlaran birkaç tel alabiliyordu . İşini tamamlamış ve malzemelerin yazılı olduğu kağıdı alıp gerekli malzemelere dikkatlice göz gezdirdi . Her malzeme yerindeydi ve tekrar Diagon Yolu'na ulaşıp küçük çocuklara asa satımına devam edecekti . Yola koyuldu , uzun bir yoldu ama gidişi elbet de daha zordu gelişinden . Kolay bir dönüş olacağını umuyordu ki , yolunun üzerinde Knocktourn Yolu'nun tabelaları belirdi . Buraya hiçbir zaman girmek istemez ve her zaman Kara Giyen'lerin bulunduğu için asla oradan bir alışveriş yapmazdı . Yol çok uzundu ve mecburen yola girmek zorunda kaldı , yolu uzatmak istemiyordu . Terlediği için mi yoksa geriliği için mi bilinmez ama , susamaya başladı hemde aşırı derecede . Çevresindekilerin ona sert sert baktıları artık umrunda bile değildi . Bir su için her şeyini verebilecek durumundaydı neredeyse . Karşısına ilk çıkan yer olan Crepuscolo Bar'a istemeyerek girdi . Duvarlarda çeşitli stillerde maskeler ve karanlığı
anlatan -sadece Kara Giyenlerin bildiği bir kaç stil- tablolar vardı.
Duvarlar kırmızı ve siyah karışımından oluşan tonlardaydı. Büyük siyah bir
masa vardı. Ön taraflarda ise yine duvarları ile barın barmen
bölümündeki rengi tamamlayan ve duvarlardaki desenlerle kaplı koltuklar
vardı. Barmenin bulunduğu taraf ise tamamen aynalardan yapılmıştı. Séth'e hiç ho görünmemişti bu manzara nedense burada su olmadığı fikri de ağır basıyordu ama masalardan birine oturuverdi . Dükkan sahibini odasına girerken görebiliyordu . Bu kişi kara giyen Alexis McCrent'ti . Susadığını gizlemeye çalışıyordu ama ne tür bir cevap alacağını biliyordu çünkü sanırım tanınıyordu ki ; etrafındakiler ona sert ve pis bir şekilde bakıyordu . Garsonlardan birine seslendi " Pardon ! Suyunuz varmıydı acaba ? Fazla kalmayacağım da ?" Alexis'in kendine doğru yürüdüğünü görüyor ve keşke girmeseydim diye düşünüp duruyordu ve bir anda olan oldu ..

Misafir

Dükkandaki müşterileriyle ilgileniyordu Alexis. Buradaki çoğu kişiyi tanımasının nedeni hepsinin kendi gibi Kara Giyenler olmasıydı.

Dükkanının temposu bugün biraz fazlaydı. Yanıma bana yardım edecek bir yardımcı almalıyım diye düşünmeden de edemedi. Bu yoğunluğun arasında kapı açıldı ve içeri şu Olivanders Asa Dükkanı'nın sahibi olan aydınlık çocuk girdi. Alexis bu duruma çok sinirlense de öfkesini belli etmiyordu. Taa ki şu aydınlık meraklısı ortamın sakinliğini bozarak siparişlerini olduğu yerden Alexis'e doğru bağırarak söyleyene kadar...

"Pardon! Suyunuz var mıydı acaba? Fazla kalmayacağım da?" Birde çok kalsaydın diye söylenerek çocuğun yanına hızlı ve sinirli adımlarla ilerliyor Alexis. Yanına geldiğinde iki elini masanın iki yanına sıkıca tutturuyor ve onun kulağına doğru eğilerek birşeyler fısıldıyor.

"Bana bak pis melez! Eğer burda herhangi bir sorunla karşılaşmak istemiyorsan ki dükkanımda sorun olması en son isteyeceğim şeydir(!) hemen burayı terk et!" diyor Alexis. Çocuk gözlerini kısarak Alexis'e bakıyor. Bu arada çocuğa konuşmasında fırsat tanımadan ekliyor.

"Ayrıca bırada su mu aramaz!" diye kinci bir gülüşle konuşan Alexis eğilmiş olduğu şeklini değiştirere omuzlarını dikleştiriyor.

Konu: Geri: Kargaşa Çarş. Mayıs 12, 2010 4:58 pm

Beklenen olmuştu , Alexis masaya doğru geliyordu ve Séth beklediği cevabı alacktı .Elini Séth'in oturduğu masanın iki yanına sıkıca tutturdu ve eğilip kulağına fısıldadı .

"Bana bak pis melez! Eğer burda herhangi bir sorunla
karşılaşmak istemiyorsan ki dükkanımda sorun olması en son isteyeceğim
şeydir(!) hemen burayı terk et!"
Pis Melez ha ! Ortam Séth'in umrunda değildi . Buraya neden gelmişti ki sanki ? Biliyordu ve eli asasına gidecek bir şekilde bekliyordu . Gözlerini kısarak bakmayı sürdürdü bir müddet . Ona tam Neden biraz insan olmayı denemiyorsun ? diyecekti ki ,
"Ayrıca bırada su mu aramaz!"
Bunu zaten biliyordu Séth ve masadan kalktı yüzünde sinirli bir bakış hakim değildi ama sinirlendiği belliydi .
" Tabi ya , insanın olmadığı yerde su da olmaz unutmuşum , pardon ! " Dışarıya çıkmak içi adım atmaya hazırlanıyordu burada da ha fazla kalamazdı ama Alexis onun gitmesini istemiyor gibi ve onunla savaşmak istiyor gibiydi ..

Misafir

Bu çocuk cidden sinirimi bozmaya başlamıştı. Dayanamayıp arkasından bağrınma yöntemine girişmese de daha sesli bir tonla konuştu.

"Hayır Melez! Burası sadece safkanların yeri olduğu için! İnsan olmadığı için olsaydı emin ol sırf sana özel burada su satmazdım!" dedim tıslarcasına. Çocuk ise dönerek bana baktı. Yüzümde her zamanki sinsi ifadem, onu izliyordum. Gözlerinde siniri gördüm bi ara. Bana öfkeyle bakmasının nedeni dediklerimdi sanırım. Ama umrumda mıydı? Tabii kide hayır. Aydınlık meraklısını mı önemseyecektim? Saçmalık!

Adımlarını yavaşça bana doğru ilerlettirdi. Tam karşıma geldiğindeyse o da benim kulağıma fısıltıyla meydan okurcasına birşeyler söyledi.

Konu: Geri: Kargaşa Cuma Mayıs 14, 2010 12:25 pm

"Hayır Melez! Burası sadece
safkanların yeri olduğu için! İnsan olmadığı için olsaydı emin ol sırf
sana özel burada su satmazdım!"
Sözlerinin bitiminde Séth'in aklına şu işe bak sen ! Anne ve babamı suçluyorlar , ne var ki babam bir muggle'sa ! sözleri gelmişti . Masasından kalktı ve diğerlerinin duymaması için Alexis'in kulağına eğildi .
" Benim dediklerimi anlamamışsın sanırım SAFKAN ! İnsanın en çok ihtiyaç duyduğu besin sudur . Eğer siz SAFKANLAR suya ihtiyaç duymuyorsanız insan değilsiniz , ayrıca anne ve ya babanın muggle ve ya büyücü olması kimin umrunda ? Safkan ailelerden gelen kişileri görüyoruz işte , senin gibi reziller .. "

Misafir

Bu Jass'ı sinirlendiren belki de son damlaydı. Ama yine de sinirlerine hakim olması gerekliydi. Gerekliydi çünkü şuanda bulundukları ortam onun dükkanıydı. Ve burada yaşanan en ufak birşeyden düzeni mahvedemezdi Jass.

"Bana bak pislik beni daha çok sinirlendirmeden burdan defolmayı dene yoksa fena olacak!" Gözlerinden adeta alev fışkırıyordu Jass'ın. Belki de Jass İblis olsaydı şimdiye gözleri saçlarıyla aynı oranda yanıyor olacaktı. Aslında ailesinin bir iblis olmasını o da çok isterdi ama olmadı. Kara Giyen olmak bile onun için onur verici birşeydi zaten. Daha fazla ağırlığı kaldıramazdı herhalde bedeni.

Düşüncelerinden henüz siniri geçmese bile gözlerindeki alev yerini biraz da olsa sakinliğe bırakmıştı. Çocuğun hâlâ karşısında dikildiğini gördüğünde ise öfkesi tavan yapmıştı.

"Sana diyorum aptal! Hemen defol! Yoksa k*çına bi' tekme yemek zorunda kalırsın!" Çocukta sinirlenmiş gibi duruyordu ama bu Alexiss'in korkmayacak kadar küçük bir kıvılcımdı.