Uzun, sari saclar sahipsiz, korkutucu guzellikteki gecede ucusuyor, bos araziye tek hareketi katiyordu. Bir golge, havada ucusan saclarin kaynagi, hareketsiz kuru otlarin arasinda cit cikarmadan ilerliyordu. Yuzunu, uzun oldugu anlasilan vucutunu orten siyah bir pelerin vardi uzerinde. Pelerinin basliginin altindan havaya uzanan saclar gibi pelerininin etekleride ruzgarla arada havalaniyor, dalgalaniyor, pelerinin altindan cikan bembeyaz ellerle tekrar yatistiriliyordu. Yuruyus biraz devam etti. Gece yarisini coktan gecmisti, bu sebepten herkes, en azindan bu sehirdeki herkes, uyuyordu...
Ay parlakligindan esirgememisdi geceyi. Normal bir durumda karanliga gomulen bos, kuru otlara dolu alan adeta binlerce lumos ile aydinlatilmis gibi, gormeye imkan veriyordu. Pelerinin altindaki, bembeyaz ellerini tekrar disari cikardi, bu sefer etekleri icin degil. Bu kez uzun, tahta bir asa tutuyordu. Buyusunu fisildadi ve bir patronus firladi ucundan. Gumusi, isil isil bir ceylan.
" Je serai là bientôt "Ses nazikti. Agir bir fransiz aksanina sahipti. Patronusa gidip iletecegi mesajı verince patronus isik hiziyla ortadan kayboldu. Golge yoluna devam ediyordu. Gidecegini soylemisti fakat yapabileceginden emin bile degildi.
Bir sokagin basina gelene kadar yurudu, yurudu. Patronusunu gonderdiginden beri bir kez daha konusmamisti. Ama sokagin basina geldiginde sol eli pelerinin altindan cikti, asayi sikica tutuyordu. Sokak, sola kivriliyordu. Beser metre aralarla yerlestirilen pasli sokak lambalarinin cogu sonuktu. Yananlar ara sıra cizirdayarak isigini zayiflatiyor, tekrar gucleniyor, sonra bir kac saniye sonuyor ve tekrar yaniyordu. Cikardiklari gurultu bir yana titremeleri genc bir kiz cocugunu korkutabilirdi. Ama bu genc cadi, korkmuyordu. Guclu adimlari sokakta yankilaniyordu. Terkedilmis, viran evlerin ahsap pencerelerinden kapilarindan gicirtilar geceyi daha korkutucu kilmak ister gibiydi. Sanki hersey daha kotuya gidebilir diye dusundu cadi.
Yol bir kez daha sola kivrildi. Aynı durumda lambalar cizirdiyordu ama bir fark vardi. Sagdaki evlerden birinin isiklari yaniyordu. Cadi, bunun ne kadar gulunc oldugunu dusundu. Cok dikkat cekiyorlardı. Tereddut edmeden eve dondu ve kapiyi dort kere tiklatti. Kapinin ardindan once gicirtilar geldi, ayak sesleri geliyordu. Sonda ayak sesleri kapinin arkasinda durdu, eski ve pasli kapi kolu dondu. Kapi acildi. Karanlik bir koridor uzaniyordu ama saga sola dagilmis bazi odalardan ısıklar ortaligi biraz aydinlatiyordu. Kapiyi acan adam bastan asagiya bira ve sigara kokuyordu. Cadi yuzunu asarak iceri girdi, adama basiyla selam verdi. Kapi arkasindan kapandi. Koridorun sonuna yakin, sagdaki bir odaya girdi. Uzun bir masada bes kisi oturuyordu. Uc cadi, iki buyucu. Birde arkasindan giren buyucu vardı. Cadi hepsine cesaret ile gulumsedi. Pelerininin basligini kaldirdi, sonra tamamen cikarip bir sandalyeye atti. Eski bir televizyon kirli murfak tezgahinda cizirdayarak calisiyor, bir beysball macini yayinliyordu. Cadi ve buyuculerin onlerinde biralar ve sigaralar vardi. Mutfak duman icindeydi. Masanin uzerinde tabak tabak cips, kuruyemis gibi gereksiz seyler vardi.
" Avez-vous reçu mon message? "Gulumseyerek masadaki cadilardan birine bakti bunu derken. Kadin bsini salladi.
" Oui. "Sarisin, saclarini geri atip elleriyle havada topladi, sonra tekrar birakti. Artık soymeliydi. Haberi aldiklarinda sasiracaklarini, belki kendine saldiracaklarini biliyordu. Ama uzun sure kacamazdi. Masanın basine oturdu. Acilmamis bir bira sisesine uzandi, acip yanliz bir yudum icti. Sandalyesinde arkasina yaslanmisti.
" Bizi cagiriyor. "dedi zor duyulabilecek bir volumle. Bu kez Ingilizce konusmustu, bu az once konustugu Fransiz cadi ile arasinda degildi cunku. Hepsi saskinc birbirlerine, sonra kiza baktilar. Konusmalarına izin vermeden devam etti.
" Once Londra'ya gidecegiz. Bir ev tutulmus toplanmamiz icin. Bir plani var fakat bilmenizi istemiyor. "Biraz kendini begenmis bir bakisla bakti digerlerine, bir yandanda siseyi ceviriyordu. O, elebaslari, cadiya guveniyordu. Plani anlatmisti. Ama digerlerinin simdi bilmesini istemiyordu.
" Size orada anlatacaklar. Baskalarida olacak sadece siz degil. Simdi hazirlanin. Sabah olmadan o evde olmamizi istiyor. Adresi ben biliyorum, sozumden cikmasaniz iyi olur. "dedi dalga gecer gibi. Cunku genelde bu daha yasli huysuz buyuculer kizin amator oldugundan bahsederdi. Bu sefer ilk defa homurdanmadilar. Sadece saskin bakislarla kalkip sessizce mutfaktan kalktilar. Kiz, onlarin buradan uzaklasir uzaklasmas hakkinda konusacaklarini biliyordu umurunda degildi. Onlar gidince cizirdayip duran eski televizyonu kapatti. Yanina, tezgaha oturdu ve birasini kafasina dikti. Uzun bir gece olacakti.
P.S.Turkce karakterleri kullanmaya alisamadim umarim durumumu dikkat alarak degerlendirirsiniz.
Konu: Dulcié 
Ptsi Mayıs 31, 2010 8:18 pm
