Holdric Legend
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Hogwarts School of Witchcraft and Wizardry
 
AnasayfakapıLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Beklenilmez

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Derek Quigley
Slytherin 5. sınıf
Slytherin 5. sınıf
Derek Quigley


Erkek Rp Partneri : Hepsi benimken neden bir partnere ihtiyaç duyayım ki ?
Kan durumu : Safkan
Mesaj Sayısı : 119
Kayıt tarihi : 03/05/10

Beklenilmez Empty
MesajKonu: Beklenilmez   Beklenilmez I_icon_minitimeSalı Haz. 15, 2010 2:09 pm

# Derek, Jace, Freja.
# III. Tekil.


Bugün onun için harkia bir gündü. Çünkü Cumartesi'ydi. Hafta sonlarına bayılırdı Derek. Hele ki gecelerine. Hergün başka birileriyle birlikte olmak güzel bir histi. Kimseye ait olmama duygusu. Üstüne spor ama şık bir şeyler geçirdi. Böyle olunca kendini rahat hissediyordu. Profesörlerin baskısı ve ders ortamından uzak. Bu ona yazı anımsatıyordu. Her gece başka biriyle, başka bir eğlencede olmak ona haz veren bir şeydi. Aynadaki yansımasına hayranlıkla bakıp saçını düzeltti. Keşke cisimlenebiliyor olsaydı. O zaman bu sıkıntıyı çekmek zorunda kalmayacaktı. Gerçi Hogwarts sınırları içerisinde cisimlenmek imkansızdı. Rahat adımlarla ortak salondan çıkıp Hogsmeade'ye doğru yol aldı. Yeni insanlarla - daha doğrusu yeni kızlarla- tanışıcak olması azda olsa içinin kıpırdanmasına sebep olmuştu. Okul dönemini pek fazla sevmiyordu çünkü okulda onun ne kadar çapkın olduğunu bilmeyen yoktu. Namı salınmıştı bir kere. Bundan artık kurtulamazdı. Hogsmeade'nin cıvıl cıvıl insan kokan sokağına dikti gözlerini. Dudaklarında hafif bir tebessüm oluşmuştu. Okullar açıldığından beri ilk kez buraya gelmişti. Elini kolunu sallaya sallaya Hogsmeade'nin içine doğru daldı. Yürürken yanından geçen kızlara hafifçe gülümsüyor, karşılığınıda alıyordu. Tabelasında "Tub of Blood" yazan yere dikti gözlerini. Mutemelen yeni açılan bir yerdi. İlk defa görmüştü çünkü burayı.

Barı süzdü iyice içeride ki esrarengiz insanlar daha çok kışkırtıyordu onu. İçeriye doğru bir adım atacakken, birinin omzunu dürttüğünü hissetti. Kafasını hafifçe arkaya çevirdi. Karşısında iki tane kız duruyordu. "Hey Quigley! Bizi tanıdın umarım." Sinsi bir gülümsemeyle dudakları yukarıya doğru kıvrıldı büyücünün. Bu gece gerçekten güzel olacaktı. Kızları her ne kadar tanımasada tanıyacak vakti bolca olurdu. Gerçi alkol damarlarında arttığı anda yarın uyandığında bugünü hatırlamayacaktı bile. O yüzden tanımasının bir önemi yoktu. Yavaşca kızların arasına girip kollarını kızların omzuna attı. "Tanışıcak zamanı içeride bolca buluruz." Suratında yayılan gülümsemeye engel olamadı. Gözleri bir yanındaki sarışın kıza bir de hafif esmer olan kıza kayıyordu. Vucudunda yayılan ateş onu çıldırtıyordu. Ama henüz gece bile değildi. Barın arka kısımlarında duran boş koltuklara doğru yöneldiler. Esmer olan kız içkileri almaya giderken sarışın olanı onu elinden masaya doğru çekiyordu. Kız onun önünden ilerlerken, Derek kızın beline dolanıp yanağına hafif bir öpücük kondurdu. Bir an için kızın soluğu kesilmişti. Kız yüzünü ona doğru çevirip çelimsiz kollarını onun boynuna doladı. Büyücü, karşısında çıldırtıcı güzellikte duran kızın kulağına yaklaştı"Güzel bir gece olacağa benziyor." Tenine çarpan nefesinin tüylerini ürperttiğini biliyordu. Esmer olan kız yanlarına doğru gelip onlara gülümsedi. Kıza gülümseyerek karşılık verip başını hafifçe kapıya doğru çevirdi. "Aman Tanrım."Gördüğü şey karşısında neredeyse küçük dilini yutacaktı. Hiç beklemediği biri yüzünde anlaşılmaz bir hüzünle ona doğru bakıyordu. Dudaklarından çıkan isim boğuk bir tonda çıkmıştı. "Freja."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Freja Lynxie
Ravenclaw 5. Sınıf
Ravenclaw 5. Sınıf
Freja Lynxie


Kadın Rp Partneri : Ceys. Ahaha. Regi'den sonra doğru yolu bulan genç işte. asdf.
Kan durumu : Tavuk kanı.
Mesaj Sayısı : 821
Kayıt tarihi : 28/02/10

Beklenilmez Empty
MesajKonu: Geri: Beklenilmez   Beklenilmez I_icon_minitimeSalı Haz. 15, 2010 4:49 pm






    Camdan sızan güneş gibi, gökte yıldızlar gibi, dolu hayatlar gibi sonsuz olsun.
    Her şeyin bir sonu olduğunu bilerek büyümüştü, aklının yetmeye başladığı günlerden bu güne bu fikirle yaşamını sürdürmüştü. Kendini alıştıramadığı daha doğrusu bir türlü kabul etmek istemediği her sonun aslında bir başlangıç olduğuydu. İlk kez annesinden duymuştu, onu buraya uğurlarken fısıldamıştı kulağına. Sarı lüleleri gözlerinin üzerine düşmüştü, elleriyle hafifçe geriye atıp öpmüştü küçük kızını. Perona gitmek üzere büyükannesinin elinden tuttuğu anda beyni bu konu hakkında fikirler üretmeye başlamıştı. Eğer her son başlangıçsa, başlangıçlar da sondur. O halde ne bir başlangıç vardır bu hayatta ne de son.
    # Tüm her şeye rağmen ayakta durabilecek bir duvar gibi görünen zeki kızın ardında yatan tam anlamıyla zıttıydı. Narin bir çiçek gibi boynunu tüm olumsuzluklar karşısında biraz daha eğen; ya da bir deve kuşu gibi sadece artık duymamak, görmemek adına başını toprağa gömmeye çalışan bir cadı duruyordu. Gözleri kıpkırmızıydı ağlamaktan onun; tek yapabildiği iş de ağlamaktı ya. Hakkını vererek yapardı bunu. Ders sırasında profesörün anlattıkları, ne anlattığı Gryfinndor’lu I.sınıf öğrencisinin Slytherin’li bir son sınıf öğrencisine duyduğu platonik aşk dedikoduları kadar bile umurunda değildi. Sınıf geçebilmek için bu dersi vermesi gerektiği her gün yatakhane arkadaşları tarafından tekrarlanırken nasıl unutabilirdi ki? Ama oturduğu tahta sıranın üzerinda huysuzlanmaya başlamıştı Freja. Başka bir yerde olması gerektiğiyle ilgili his içini, bir tavşanın marul parsçını yemesi gibi hızla kemiriyordu. Elini titrek biri gibi havaya kaldırdı. Profesöre kendini çok kötü hissettiğini eğer izin verirse şifacılardan birine görünmek istediğini aksi takdirde bayılıp kalacağını ve yarınki derse giremeyeceğini tüm Ravenclaw saflığıyla anlattı. Başını sallarken verdiği karardan pek memnun gözükmemişti Profesör. Freja sınıftan çıkarken baş ağrısına karışmış özlemden kusup kurtulmak istedi ama sadece ağzından çıkan sarı-yeşil sıvımsı şeyle bunu çözemeyeceğini gayet iyi biliyordu. Koşarak koridorları geçerken aklında ilk şey yakalanmamak ikincisi ise bir yılanla karşılaşmaktı. Derste gizlice yazığı parşömen parçasını Jace’e ulaştıracak bir ulak arayışındaydı. Tam yalnız başına Hogwarts’tan çıkacakken adının Dasiy olduğunu bildiği diğerleri kadar hain olmayan sevimli Slytherin kızını gördü. “Selam Daisy.” Kız ona garip garip bakarken eline defterden beceriksizce koparılmış kağıdı veriverdi. “Jace’e verebilir misin?” Daisy gözlerini kırpıştırarak onayladığında ise eteğini elleriyle bacaklarına yapıştırıp koşarak bahçeden çıktı. Aslında kendisi de söyleyebilirdi ama tüm gece oturup ödev yapacaktı, bir de gizlenme meselesiyle uğraşacak enerjisi olmayacaktı.
    ‘Kafayı yemek üzereyim. Yarın akşam Tub Of Blood’a gel. ’
    Derslerden kurtulmanın verdiği rahatlamışlık duygusuyla okulda giymek zorunda olduğu üniforma adlı rezalet giysileri çıkararak eski gibi duran siyah bol, tek omzu açıkta bırakan bluzuyla, gri kotunu giydi. Spor ayakkabılarını giyerken aklında Jace’ten kısa kalınca kendini kötü hissettiğini hatırladı. Bir çırpıda onlardan kurtulup çok değil en azından 2-3 santim daha uzun gösteren topuklu siyah çizmelerini giydi. Okuldan beraber çıkmak istemedikleri için, Regina yeni gitmişti ve Freja fırsatçı gibi görünmek istemiyordu, yalnız başına girdi bardan içeri. Aslında bir fırsatçıdan daha kötü bir şeydi ama önemli değil. Ayakları ağrıdan zonkluyordu, yol ilk kez bu kadar uzun gelmişti ona. Kırmızı döşemenin üzerinde ses çıkartarak yürürken tanıdık bir ses duydu, fark etmemiş gibi yapmayı tercih etti ilkin. Ardından yavaşça başını çevirdi sese. Derek… Arkasını dönüp koşarak oradan uzaklaşmak isteyen yanına karşın öbür yanı bunu aptallık olacağıyla ilgili soluksuz bir nutuk çekiyordu. Sırf daha fazla lafa katlanamayacağı için orada durmaya devam ediyordu. Derek onu fark ettiğinde, ayaklarını irice bir taş bağlanıp kuyuya atılmış bir adamın çığlıklarını andıran bir ses tonuyla söyledi adını. “Freja…” Yüzünü şımarık bir gülümse kapladı, onu bu halde görmek içini rahatlatmıştı içini. Rahatlatmaktan çok haşince bir haz almıştı bu halinden. Son karşılaşmalarında Freja’nın yüzüne yerleşen ifade bir virüs gibi onunkine de bulaşmıştı. Yanında duran şırfıntıya bakmamaya çalışarak selamladı onu, ruhsuz bir ses tonuyla: “Derek? Ne büyük bir tesadüf. Nasılsın?” Yanında geçen esmer kız elindeki içkileri masaya bırakarak Derek’in yanına oturunca sinirlerine hâkim olmaya çalışaral gülümsedi: “Yeni oyuncakların mı?” diye tısladı. Kızlar hava dolu kafalarını biraz çalıştırmayı denedikten sonra kötü kötü baktılar ona. Derek çarpıtılmış suratıyla ona bakarken kapının açıldığını duydu. Son günlerde sık sık duyduğu parfüm kokusu burnunu gıdıklıyordu. Gülümsemesini dişleriyle parçaladıktan sonra yamuk bir sırıtmayla beraber kaşlarını yukarı kaldırdı. İşte bunu seviyorum…






Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jace Angel Night
Slytherin 5. sınıf & Bina Başkanı & Takım Kaptanı
Slytherin 5. sınıf & Bina Başkanı & Takım Kaptanı
Jace Angel Night


Erkek Rp Partneri : Freja
Kan durumu : Safkan.
Mesaj Sayısı : 416
Kayıt tarihi : 23/01/10
Yaş : 32
Lakap : JC.

Beklenilmez Empty
MesajKonu: Geri: Beklenilmez   Beklenilmez I_icon_minitimeSalı Haz. 15, 2010 9:38 pm

Ortak salona doğru amaçsızca yürüyordu kâğıt eline ulaşmadan önce. Düşüncelere daldığı için kendisine selam veren kimseye cevap veremiyordu, daha da kötüsü her zaman güler yüzlü olan yakışıklı büyücü, şu anda somurtmaktan başka bir şey yapamayacak gibi hissediyordu kendini. En azından etrafında birileri varken böyle davranmak zorundaydı. Onu böyle gören herkes Regina gittiği için böyle olduğunu düşünüyordu, haklılardı da; Regina’nın şu anda Fransa’da ki okula kaydolmak için gitmiş olması büyük bir sıkıntı veriyordu. Kalbinde olmasını istemediği bir acı vardı, yıllardır delilercesine aşık olduğu kızı bir daha göremeyecekti. Bunu düşündüğünde yüreğine büyük bir suçluluk duygusu oturdu. Freja’yla çıkmak için çok mu erken? Bu düşünceyi hızla kafasından atmaya çalıştı. Freja’yı hep sevmişti, belki şimdi başka bir şekilde seviyordu ama daha önce böyle değildi. Freja kesinlikle zekiydi ve fazla güzel bir kızdı. Kendisine inanamıyordu, Regina gider gitmez başka birine âşık olduğu duyulsaydı çok kötü olurdu ama âşık olduğu, daha doğrusu olmaya çalıştığı kız o güzel Freja’ydı. Kahverengi saçları rüzgârda uçuşurken kahkahaları çevrede yankılanan ve masmavi gözleri her daim mutlu bakan Freja… Ah, Jace onun sevgilisi olabileceğini hiç düşünmemişti. Yine de hiç düşünülmemiş bir şeyin gerçekleşmesi mükemmeldi.

Bunları düşünürken ortak salondan içeri girmişti ve koltuklardan birine doğru ilerliyordu. Yanından geçen beyaz bir şey gördüğünde durdu ve eğildi. Kağıt uçak önünde yere kondu. Yakışıklı çocuk yavaşça eğildi ve uçağın katlarını açtı. İçinde çok iyi tanıdığı bir el yazısı vardı. Yazıyı okuduğunda yüzünde geniş bir gülümseme belirmişsi ve erkeklerin yatakhanesine doğru koşmaya başlamıştı. Yakın arkadaşlarından bir kaçı arkasından bir şeyler seslendi ama o bunlara aldırmadı bile. Tub of Blood ha? Güzel seçim… Orayı severdi genç adam. Ve kız olabilecek en güvenli yere çağırmıştı onu. Yarın ne giyeceğini şimdiden seçmeye başlaması ona saçma geliyordu ama bu isteği durduramamıştı.

Dolabını açtı ve içinden siyah bir kotu aldı ve yatağına fırlattı. Şöyle bir arandıktan sonra bulduğu siyah gömleğinide yatağın üzerine koydu ve ayakucuna converselerini bıraktı.

Yarın Freja'yı görecek olmanın heyecanından dolayı belki, sabaha kadar uyuyamadı ve uyandığında saatin çok geç olduğunu fark etti. Hızla duşlara gitti ve sıcak suyun vücudunu hafifçe kızartmasına izin verdi. Duştan çıkar çıkmaz dün hazırladığı giysileri üzerine geçirdi ve aynaya baktı. Ellerini saçlarının arasından geçirirken ne kadar yakışıklı olduğunu düşünüyordu. Öyleydi, çok yakışıklıydı. Sarı saçları güneşte buğday gibi parlar, mavi gözleri gri çizgileri ile kızları deli ederdi. Tabii kusursuz vücudundan bahsetmek bile gereksizdi. Aynanın kemen yanında duran parfümünü üzerine boca etti. Jace kendini severdi ve başkalarının da onu sevmesinden son derece memnundu. Yatakhaneden çıktığında ortak salondaki kızlar nefeslerini tuttu ve o dudaklarına karanlık bir gülümseme yerleştirerek binadan ve sonrada Hogwarts’tan dışarı çıktı.

Tub of Blood’a ulaştığında mekânın olması gerekenden daha kalabalık olduğu gözüne çarptı ama bunu önemsemeden kahverengi saçlı sevgilisini aramaya başladı gözleri. Mavi gözleri onun güzelim gözleri ile buluştuğunda yüzüne samimi bir gülümseme yayıldı ve sevgilisinin yanına doğru yürümeye başladı. Aralarında az bir mesafe varken güzel kızın önünde oturan bir adam dikkatini çekti. Adam genç büyücüye tanıdık bir gülümseme ile bakıyordu. Verdiği ilk tepki bir şaşkınlık cümlesi oldu. “Derek!” Sesinden duyduğu şaşkınlık anlaşılıyordu. Gözleri bir Derek’e bir Freja’ya gidip durdu. Ah, Merlin’in sakalı adına, çok güzel! Üzerindeki bol t-shirt ve gri pantolon ona tam oturmuştu. Ayağında az topuklu bir ayakkabı vardı ve saçları beline dek dalgalar halinde iniyordu. Yüzündeki gülümseme ise ona bir meleğin iyiliğini katıyordu. “Ve Freja…” Genç büyücü istemsizce göz kırptı güzel kıza ve kardeşi gibi sevdiği Derek’in yanına gitti. Bunu yapmaktan nefret ediyordu ama yapmak zorundaydı. “Söyle bakalım kardeşim, burada Freja ile ne yapıyorsun?” Freja derken sesi daha yumuşak çıkmıştı ve bunu engelleyememişti. Bu Derek'in dikkatini çekmiş olmalıydı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Derek Quigley
Slytherin 5. sınıf
Slytherin 5. sınıf
Derek Quigley


Erkek Rp Partneri : Hepsi benimken neden bir partnere ihtiyaç duyayım ki ?
Kan durumu : Safkan
Mesaj Sayısı : 119
Kayıt tarihi : 03/05/10

Beklenilmez Empty
MesajKonu: Geri: Beklenilmez   Beklenilmez I_icon_minitimeÇarş. Haz. 16, 2010 4:43 pm

Freja ona doğru yürüdüğünde yanındaki kızları unutmuştu. Ona hafifçe gülümseyip bakacaktı ki yüzündeki alaycı, umursamaz ifade içini dondurmuştu. Çok geçmeden kapıdan Jace'in geldiğini gördü. Suratı anlaşılmaz bir ifade almıştı. Bu kadar tesadüf fazlaydı. Hemde çok fazla. Gördükleri karşısında bütün neşesi kaçmıştı. Hoşlandığı cadının istediği de buydu. Ona istediğini vermemekte kararlıydı. Suratını yerleştirdiği alaycı bir tebessümle arkadaşına baktı. "Tesadüf." dedi sakince. Nefret dolu gözleri Freja'ya doğru kaydı. Ardından arkadaşının soğuk mavi gözlerinde duraksadı." İnanamıyorum." Anlaşmalı bir şekilde burada oldukları o kadar barizdi ki. Kin duygusunun içinde yayıldığını istedi. Ellerini yumruk yapıp kıza doğru çevirdi bakışlarını. Dişlerini sıkarak "Biraz konuşabilir miyiz?" dedi. Bir ricadan çok emir gibiydi söyledikleri. Cevap vermesine fırsat vermeden kızın kolundan tutarak uzağa götürdü. Bakışları tehtidkardı. Bir erkek olarak ondan güçlü olduğu için canını çok fazla yakmadan tutuyordu kolunu. "Sen ne yaptığını sanıyorsun?" Ağızından tükürürcesine çıkan kelimeler ve öfkeli bakışlar birbirini tamamlıyordu. Şuanda hissettiği duyguğunun ne olduğunu bilmiyordu ama öfkeliydi işte. Bir yandan kafasını Jace'in olduğu yere çevirip baktı. Meraklı bakışlarına kindar bir şekilde karşılık verip tekrardan döndü kıza. Ne düşündüğü umurunda değildi. Sıktığı kolunu yavaşça gevşetip ellerini göğsünde kavuşturdu.

Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Freja Lynxie
Ravenclaw 5. Sınıf
Ravenclaw 5. Sınıf
Freja Lynxie


Kadın Rp Partneri : Ceys. Ahaha. Regi'den sonra doğru yolu bulan genç işte. asdf.
Kan durumu : Tavuk kanı.
Mesaj Sayısı : 821
Kayıt tarihi : 28/02/10

Beklenilmez Empty
MesajKonu: Geri: Beklenilmez   Beklenilmez I_icon_minitimePerş. Haz. 17, 2010 6:35 pm

Bakışlarını masada kendini kral zannederek kurumlanan çocuğun erişemeyeceği bir yere çevirdi. Jace’in kahverengi, benzetme yapabileceği varlıklar pek hoş değil, gözlerine kilitleyip bir an için her şeyi unuttu. Ona aşığım diye düşündü, ah hayır daha olmadım ama olabilirim… Olacağına adı gibi emin olmasının başlıca sebebi nedenin anlayamadığı karşı konulmaz çekici görüntüsüydü sarışın çocuğun. Aptalca bir gülümseme belirdi suratında. Genç adam ona göz kırparak yanından geçtiğinde boğazında harekete başlayan sıcak bir dalga kulaklarına vurdu. Çizgi filmlerdeki acı biber yemiş kahramanlar gibi kulaklarından duman falan çıkacağını düşündü. Sonra kendi kendine güldü, bazen gerçekten çok açma şeyler düşünebiliyordu. Merlin aşkına, iyi ki kızarmayı becermiyorum. Jace, Derek’e ne yaptıklarını usulca sorarken ses tonu imalı mıydı yoksa? Aslında masum bir soru olma ihtimali oldukça yüksek olmasına karşın Freja’nın içinde yaşamanı sürdüren ve bugünlerde oldukça aktif olarak genç kızın hareketlerine yön veren paranoyak kurtçuk bunu imalı bir soru olduğunu söylüyordu. Derek’le olanları duymuştu Jace ve böyle… Ellerini hafifçe kıpırdatarak dikilmeye devam etti olacakları bekliyor, bir yandan da burayı seçmenin çok ama çok büyük bir hata olduğunu yineliyordu kendi kendine. Derek’in burada olması ayrı bir dert olduğu gibi, aslında bundan hoşlanmıştı, ilişkilerin su yüzüne çıkma ihtimali onu dondurucu bir çukurun dibine doğru itiyordu. Gözlerini Jace’in çikolata rengi gözleriyle buluşturduğunda yalnız kalamadıkları için hüzün duyuyordu; demir bir pençe hissi veren bir el onu kolundan yakalayıp geriye çekti. Başını kaldırıp baktığında Derek’in öfkeden çılgınlar gibi dans eden gözleriyle karşılaştı. Bu manzarayı yüzünün bir iki parmak uzağında görmek çok korkutucuydu, Freja için ile. “Ne yaptığını sanıyorsun?” Ne mi yapıyordu? Sinirlendiğini anlamak için medyum olmaya gerek yoktu, sevgilisinin meraklı gözlerine ulaşmaya çalışırken kolunu saran el gevşeyip tamamıyla ayrıldı. Onu hafifçe geriye doğru atarak, kollarını göğsünde kavuşturdu. O kolların arasında olmak… ‘Neler saçmalıyorsun sen’ diye şiddetle kamçıladı aptalca hislerini.
Neler olduğuna anlam verememecesine içinde büyüyen savaşın yakıcı sonuçlarıyla ilk kez bu denli yakından karşılaşmıştı. Gözbebekleri başına gelecekleri anlamış bir biçimde büyürken, beyni durmuş gibiydi. Gözleri bir yere bakıp ardından tekrar karşısındaki oğlana dönüyordu. Zonklayan sağ koluyla saçlarını yüzüne kapattı; ilk kez geldi aklına iki yakın arkadaşın ararlını bozmakla burun buruna geldiğini. Yaptığının adice olduğu gerçeği ise yüzünü nisan rüzgarları gibi sertçe yalayıp geçtiğinde zamanın geç olduğunu farkındaydı. Oğlana bakıp bu hareketine anlam vermeye çalışırken yine bir gerçek yüzüne vurdu. Senden hoşlanıyor. Neşesi yerine gelince keyifle sırıttı: “Sadece bir şeyler içmeye geldim. Bir şey yapmaya çalışmıyorum. Şimdi bırak da konuşmaya değer biriyle konuşabileyim.”son sözleri söylerken başıyla hafifçe masada onları bekleyen iyice huysuzlanmaya başlamış olan Slytherin’li çocuğu işaret etti. Gözlerinin önüne düşen perçemi başının hareketiyle geriye atıp, bir adım öne attı. Tekrar düşündü Benden hoşlanıyor. O sırada nedense Océ’yi düşünüverdi, ona ihtiyacı vardı cevap verebilmek için gelecek sorulara. Çifte kişilik. [/size]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jace Angel Night
Slytherin 5. sınıf & Bina Başkanı & Takım Kaptanı
Slytherin 5. sınıf & Bina Başkanı & Takım Kaptanı
Jace Angel Night


Erkek Rp Partneri : Freja
Kan durumu : Safkan.
Mesaj Sayısı : 416
Kayıt tarihi : 23/01/10
Yaş : 32
Lakap : JC.

Beklenilmez Empty
MesajKonu: Geri: Beklenilmez   Beklenilmez I_icon_minitimeCuma Haz. 18, 2010 10:22 pm

Yanına yaklaşan güzel kızdan ayıramıyordu gözlerini ve şu anda bu berbat bir durumdu. Derek’in bir şeyler sezdiğini anlamıştı ne de olsa o deneyimliydi ve ikisinin de peş peşe Tub’a girmesi onun şüphelenmesi için en önemli sebepti. Kardeşim dediği adamın kendisine nasıl baktığını görmüştü; nefretle. Bu canını yakmıştı ama bunu dışa vurmayacak kadar profesyoneldi yakışıklı çocuk. Gözleri güzel kız ve çapkın çocuk arasında gidip geliyordu. Aralarında daha önce bir şeyler olduğunu elbette biliyordu; çünkü Derek maceralarını anlatmaya bayılırdı, Jace de bunları severek dinlerdi. Ama Freja’yı anlatırken bunu duymak istemediğini söyleyip çocuğun yanından uzaklaşmıştı. Yani eski ilişkilerinin ne kadar büyük olduğunu bilmiyordu. Bunu dinlemeliydim. Aklına gelen tek düşünce bu oldu ve sonra kız ona doğru gelmeye başladı. Çocuk yüzüne ironi dolu bir gülümseme yerleştirdi. Tub’ın güvenli olacağını düşünmüştü ama hafta sonu müdavimi kankası aklının uçundan bile geçmemişti. Bizi en beklemediğimiz kişi keşfedecekmiş meğer… Düşünce melankolikti; aklına gelmeyen bu çapkın çocuğun ikisini öğrenmesi tüm okulun duyabilme ihtimalini arttırdı. Bu başına gelecek en kötü şey olurdu; geçen dönem Regina’nın onu kızın tekiyle öpüşürken yakalaması kadar berbat olurdu.

Bu sırada Ravenclaw’lı kız yanına gelmişti. Elini kızın kolunun üzerine koydu ve yavaşça hareket ettirdi. Bu hareket kız için hiçbir şey ifade etmeyecekti belki ama büyücü için O benim! Demenin en kolay yoluydu. Derek’in ona nasıl baktığını hissedebiliyordu.

“Onunla ne konuştunuz?” Sesi oldukça sakindi ama bakışlarında merak vardı ve başıyla Derek’i işaret etti. Kız bir süre bir şey söylemediğinde şu meşhur karanlık gülümseme yüzünü kapladı. Bu gülümseme ona bir düşmüş meleğin çekiciliğini ve kötü huyunu yansıtıyordu. Kızın kolundaki elini kaldırdı ve yüzüne düşen perçemi kulağının arkasına koydu. Teninin kızınkine değdiği noktalarda elektrik şokuna benzer şeyler hissediyordu ve bu ona çok iyi geliyordu. Parmaklarını kızın yüzünde gezdirdi ve oradan boynuna indirdi.

“Bir anlaşma yapalım, bana Derek’le olan ilişkini anlat, ben de sana bilmek için yanıp tuttuğun şeyleri söyleyeyim.” Ses tonunu kibar ve umursamaz tutmuştu. Bu da onu daha çekici kılıyordu. Gözleri kızınkilerden ayrıldı ve Derek’e doğru kaydı. Çocuğun gözlerinde nefret ve kıskançlık vardı. “Bana izin ver…” Diye mırıldandı ve Derek’in yanına doğru yürümeye başladı. Çocuğun gözleri hareketlerini bir gölge gibi takip ediyordu. Yanına yaklaştığında ses tonunu yumuşak tutma çabası ile konuşmaya başladı.

“Merhaba Derek. Yanındaki iki kız fazlasıyla güzel bugün…” Sesindeki iğneleyici ton bir anda her şeyin farkına varmasını sağladı. Kardeşim dediğim insanla kavga etmeye hazırım; bir kız yüzünden…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Beklenilmez
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Holdric Legend :: Büyücüler İçin :: Hogsmeade :: Tub of Blood-
Buraya geçin: