Özel bir gücümün olduğu öğrendiğimde 18 yaşımdaydım. Aslında annemin gittiği medyumların beni görünce gözlerini pörtletmesinden anlamalıydım bir şeyler olduğunu. Ogün okulda çok sıkıcı bir gündü. Yemekhanede otururken Emma her zamanki gibi bana takılıyordu ‘Bugün yüzünden gülücük hiç eksik olmuyor Katie.’ Bende gülümsedim ama sahte bir gülücük değildi.O komik surat ifadesine kim baksa gülerdi.Sonra elmamdan koca bir ısırık aldım ve Emma ısırırken çıkan sesten tiksinir gibi baktı.Sınıfa doğru yola çıkmıştık ki Sarah’nın grubunun bize bakıp kahkahalar attığını gördük.Biran ona yumruğu geçiresim gelmişti ki beynim karıncalanır gibi oldu.Sonra bir iki saniyeliğine sanki her şey ağır çekimdeymiş gibi hareket etti. Kafamı salladım.Yorgunluğuma vermiştim.Sonra sırama oturdum ve matematik dersinin çabuk geçmesi için dua etmeye başladım.Ders esnasında kafama bir kağıt geldi.Omzumun üzerinden arkama baktığımda Dean’ın bana acınası halde baktığını gördüm.İçine not yazmıştı.Tanrım bu çocuk onu terk etmemi asla atlatamayacak!Son bir şans diyordu notta.Onu kızların soyunma odasında Sarah’nın grubundan bir sürtükle yiyişirken yakalamıştım.Ona bir şans daha vermek kendime haksızlık olurdu.Ayrıca artık ilgilenmiyordum.Tüm erkeklerin suratı bana aynı geliyordu çünkü hafızamda sadece Sam’in o muhteşem suratına yer veriyordum.Dağınık kahverengi saçları, ela gözleri,uzun kirpikleri..Tanrım beni ona çekecek çok yanı vardı.Sonunda zil çaldı ve Samle kurduğum hayal sona erdi.Emma çabucak koluma girdi ve biran önce kendimizi okuldan attık.’Sam’e ne zaman açılmayı düşünüyorsun?’ dedi Emma suyundan bir yudum alarak.
‘Düşündüğümü kim söyledi?’ dedim sırıtarak.Siyah saçlarını geriye atarak ‘Saçmalık ediyorsun.Böyle giderse elinden kaçacak.’ dedi.Pek aldırış etmedim.Bir kızın erkeğe açılması biraz tuhaf geliyordu.
Emma her gün yolunu uzatarak beni eve bırakırdı.Ogün anayolda arabalar için kırmızı ışığın yanması beklerden ışıktaki son saniyeleri sayıyorduk.Üç, iki, bir, sıfır... Emma kendini caddeye attı.Benim gözlerim yuvalarından çıkacaktı sanki.Karşıdan son surat bir BMW geliyordu.Aralarında sadece birkaç metre kalmıştı ki gözlerimi sımsıkı kapadım ve yine beynim karıncalandı.Gözlerimi açtığımda her şey durmuştu.Adeta donmuştu..Her şey bir heykelcesine dikilip kalmıştı.Emma’nın elindeki su akamamış havada öylece asılı duruyordu.Bense şok içersindeydim.Bu olan şey her neyse birisi bana açıklamalıydı.Sonra arabanın çarpmasına çok az kaldığını gördüm ve bu şey her neyse ona şükrettim. Emma’yı kaldırıma geri çekerek arabanın gazabından kurtardım.Sonra her şeyi eski haline nasıl dönüştürebileceğimi düşündüm.Bu olay gözlerimi sımsıkı kaparken oluştu ve evet beynimde binlerce karınca halay çekiyordu.Belki tekrar aynı şeyi yaparsam eski haline döner diye yine gözlerimi kapadım ve ‘hadi Karınca Z, neredesin?’ diye mızmızlandım.Sonra beynimin inceden bir sızıyla tekrar uyuştuğunu hissettim.Trafiğin gürültüsü kulağıma geldiğinde her şeyin normale döndüğünü anladım.Gözlerimi açtım.Araba fren yaparak durdu.’ İyi misiniz?’ dedi hippi kılıklı bir çocuk. Suratında korku vardı.’İyiyiz’ dedim Emma’yı tutarak.Aslında bu olayı büyütürdüm ama şuan aklım çok karışıktı.Sonra çocuk özür diledi ve daha yavaş bir şekilde ilerledi. ‘İyi misin?’ dedim. Kafasını evet anlamında salladı ve sessizce küfretti.’Tanrım! Ne oldu öyle?!’ dedi ve bende makul bir açıklama için kendimi zorladım.’Araba sana çarpacaktı. Koşarak seni kendimle beraber kaldırıma çektim’ dedim. Bu konu hakkında çok soru sormadığına şükrettim.Eve geldiğimde ılık bir duş alıp sinirlerimin yatışmasını bekledim.Sonra yatağıma uzanıp düşündüm.Bu şey bir lanet miydi, yoksa bir hediye mi? Önümdeki birkaç hafta boyunca bunu sorguladım ve benim yararıma olabileceğini düşündüm.Her gün biraz daha deneme yapıyordum.Böylece neler yapabileceğimi kestirmeye çalışıyordum.Sınavlar esnasında zamanı durdurup kitabı kağıdıma geçirebilirdim.Ayrıca Sarah ve grubunu bir güzel benzetebilirdim.Tabi onlar zamanı normale aldığımda ancak acısını hissedecekti.Öğretmenlerime veya ebeveynlerime kızdığımda onları dondurup içimde ne varsa söyleyip rahatlayabilirdim.Evet her gün yapılacaklar listeme yeni bir şey daha ekliyordum.Bir yandan da bazı şeyleri yapıp listeden sildiklerimde oluyordu.Okula gittiğimde artık her şey daha farklı geliyordu.Emma
‘ Ne oldu yoksa Samle çıkmaya mı başladınız?’ dedi sırıtan yüzüme bakarak.
’Hayır.Sanırım daha iyi bir şey.’ dedim.Anlamadı ama gülümsedi.Bahçede Sarah’yı görünce birden kurduğum plan aklıma geldi.Evet bunu yapacaktım.Tam Sarah’nın arkasına sağ kolu Jane gelince gözlerimi yavaşça sıktım. Emma ‘ Ne yapıyorsun? Kabız gibisin.’ dedi kahkahayla ve kahkahası yüzünde kaldı çünkü donmuştu. Bende istemeden güldüm. Sonra çimenlerden koşarak (ki çimenlere basmak yasak olduğu için bu çok hoşuma gitmişti.)Sarah’nın arkasına geldim.Elimi yumruk yaptım ve yumruğuma küçük bir tükürük attıktan sonra kafasına bir tane geçirdim.Sonra yerime geçtim.Her şey düzeldiğinde bir çığlık duyuldu ve tabi benim kahkaham. Sarah acıyla kafasını tutuyor ve arkasında Jane olduğu için suçu ona atıyordu. ’Sen yaptın değil mi? Pis sürtük.’ dedi ve Jane’in saçına girişti.Anaç iki kızın kavgası büyük tepki toplamış ve herkes çok eğlenmişti.
Birkaç hafta geçmiş okulun son haftasına gelmiştik.Listemdeki çoğu şeyi yaptıktan sonra bir şeyi unuttuğumu fark ettim.Sam.Bahçede bir bankta oturmuş mesajlaşıyordu.Biraz çekinerek yanına oturdum.’Son hafta.Mezuniyetten sonra ne yapmayı düşünüyorsun?’ dedim konu açmak için.’Bir üniversiteye gitmeyi çok istiyorum’ dedi mükemmel gülüşünü esirgemeden.Bana çok dikkatli bakıyordu.Birden kalbim hızlandı ve kızarmamış olmayı diledim.’Ben de’ dedim.Onun yanında konuşamamaktan nefret ediyordum.’Belki de beraber oluruz.’ dedi.Beraber olmak mı? ‘ A tabi, harika olur.’ dedim ve etkili olmasını dileyerek gülümsedim. Sonra ayağa kalktı.’Sanırım gitmem gerek. Seninle konuşmak güzeldi.’dedi. Benimde aklımdan son bir çılgınlık geçti ve gözlerimi kapadım. Gözlerimi açtığımda onun tapılası bir heykele dönüştüğünü gördüm. Karşısına dikildim ve pürüzsüz yüzünü okşadım.Boyu benden uzun olduğu için ayaklarımı kaldırdım ve onu uzun süre öptüm.Bir gün bunun gerçekten yaşanmasını dileyerek yerime geçip her şeyi düzelttim.Benden uzaklaşırken omzunun üzerinden baktığını gördüm.Sonra geri döndü.Bana doğru yürüyordu.Kalbimin atışını hissedebiliyordum. ’Hafta sonu mezuniyet balosuna gidiyor musun?’ dedi gözlerinde çekingen bir tavır vardı.’ Evet gidiyorum.’ dedim.Neyse ki sesim titrememişti. ‘Benimle birlikte baloya gelir misin Kate?’ dedi.Sanırım serap falan görüyordum.Az önceki öpücüğün yarattığı hayalden çıkamamıştım.Sertçe kolumu çimdikledim ve acı duyduğum için çok sevindim. ’ Bu bir çıkma teklifi mi?’ dedim sırıtarak.Gergin görünmek istemiyordum.’ Öyle diyebiliriz.Tabi..istersen.’ dedi hafifçe tebessüm ederek.Üstüne atlayıp binlerce kez evet diyebilirdim.Ama hiçbir şey demedim.Ayağa kalktım ve onu öptüm.Oda tutkuyla karşılık verdi ve tuttuğum dilek gerçek oldu..