Tanışma ve Beklenmedik Bir Gece(Mia&Chris)

Konu: Tanışma ve Beklenmedik Bir Gece(Mia&Chris) Cuma Haz. 25, 2010 1:50 am

Mia&Chris
1. tekil kişi
Bana her zaman huzur veren hufflepuff ortak salonunda gözlerimi kapamış günün yorgunluğunu atıyordum.Dünün cuma olması dolayısıyla Hufflepuff'lı arkadaşlarımla biraz çene çalmış ve geç vakitlere kadar uyumamıştık.Cumartesi günü öğlene kadar uyumak ne kadar kulağa cazip gelsede bir türlü geç kalkamamıştım.
Ortak salonda kıkırdaşan bir kaç 1. sınıf kızlarının dışında hiçkimse yoktu.Gözlerimi kapayıp sessizliği dinlemek içimi ferahlatıyordu.Bir an uykuya dalış ile yaşanan dünyanın arasında bir kopukluk yaşadım.Arkamdan gelen ses beni ürpertmişti.Arkamı döndüğümde tıpkı aynadaki yansımam gibi ürkmüş Chris Jackson Violet'i gördüm.
Tüm ihtişamıyla karşımda duruyordu.Şuana kadar sadece merhabalaşıyorduk ama beni ona çeken birşeyler var gibiydi.Anlayamadığım,adını koyamadığım bir çekim vardı ve ben bunu açık açık hissetsem de ona karşı dile getirememiştim hiçbir zaman.Bunları düşündüğüm için kendime kızdım bir an.Karşımdaki benimle ilgili böyle hissetmiyor olabilirdi.Tanrım bu adını koyamadığım şey de neydi böyle?
Üzerimde en sevdiğim mavili elbisem vardı.Diz üzerine gelen bu elbisemin üzerime tam oturduğunu bizzat ayndaki yansımamda görebiliyordum.Belime kadar inen saçlarımı doğal,dalgalı haliyle salıvermiştim.
"Merhaba..." dedi pürüzsüz kadifemsi sesiyle. İlk tepkinin ondan gelmesi beni şaşırtmıştı.
"Mmerhaba..." dedim biraz kekeleyerek.Tanrım şu utanma duygumdan kurtulmanın bir yolu yok muydu?
"Oturmamın senin için bir sakıncası var mı?" dedi oturduğum mükemmel deri koltuğu işaret ederek.
"Tabi ki...Yani tabiki oturabilirsin..." dedim gülümsememi kullanarak.Yanaklarımda gamzelerim belirgin bir hal almıştı.Onun da yüzünde belirli belirsiz bir gülümseme görebiliyordum.Birşeylerden dolayı mutlu olmuş olmalıydı.Mutluluğunun nedenini sormayı deneyecektim ama o çoktan yanıma oturmuştu bile...

Yorgun gözlerimi kısmen yorgun hale getiren,duvara sabitlenmiş onlarca şamdanın her birinin üç ünitesinden sadece birisinde yanan mumların etrafa yaydığı loş ışıklı koridorlardan,Hufflepuff ortak salonuna bir an önce varabilmek ve rahatsız sandalyelerde oturup çalışmaktan ağrıyan popomu rahat deri koltuklarda dinlendirebilmek için sabırsızlık içerisinde uzun adımlarla geçiyordum.
Birkaç dakika sonra ortak salondan içeri adımımı attım ve rahat koltukları görünce psikolojik olarak popomdaki ağrı biraz olsun hafifledi ; derin bir oh çektim.
Salonda birkaç ikişerli kız grubu vardı ; hepsi hararetli bir şekilde konuşuyorlar,arada sırada kıkırdıyorlar ve elleriyle o anda anlattıkları şeyleri somutlaştırmak istercesine havada çizimler yapıyorlardı.
Dikkatimi onlardan çevirip kendi ihtiyaçlarıma yöneldim ; en öncelikli ihtiyacım dinlenmekti.Bunun için çok hafif tonda olsalar da bana gürültü gibi gelen kıkırdamalardan ve homurtulardan uzaklaşıp sadece kendimle başbaşa kalabileceğim bir yer aramaya koyuldum.En sonunda devasa salonun en kuytu ve sessiz görünen bir kısmını gözüme kestirdim ve oraya doğru yorgun adımlarla yürümeye koyuldum.Bir yandan da üzerimdeki minikare desenli gri gömleğimle ve kot pantolonumla rahatlamayı nasıl becereceğimi düşünüyordum.
Koltuk kümelerinin arasında ilerliyordum ki hemen arkasından geçtiğim çift kişilik koltuğa birisinin uzanmış olduğunu farkettim ; uyuyor olduğunu düşünerek elimden geldiğince sessiz olmaya çalıştım fakat süliet hızlıca doğruldu ve dönüp bana baktı.
'Lanet olsun! Onu uyandırdım.' diye geçirdim içimden.
Yüzünü seçemiyor olduğum halde onu uyandırdığım için suçluluk hissederek ''Merhaba'' dedim.
Başını biraz öne eğdiğinde onun Elyssa'dan başkası olmadığını gördüm ; uzun,kahverengi,dalgalı saçları ve pürüzsüz,açık teniyle,ulaşılması imkansız narin,güzel bayan havası vardı.
''Merhaba''
''Oturmamın senin için bir sakıncası var mı?'' diye sordum cesaretimin nereden geldiğini anlamayarak.
''Tabii ki...Yani tabii ki oturabilirsin...'' kusursuz gülümsemesini ve peşinden de yanaklarındaki gamzeleri ortaya çıkartarak.Kendimi tutamadım ve ben de ona gülümsedim.Onun gibi birisi tarafından kabul edilmek beni sevindirmişti.Minnettar bir şekilde gülümsemeye devam ederek,toplanmasını ve bana yer açmasını bekledim.Oturup dizlerini çenesine çekince ben de yanına yerleştim.
Bir süre ikimiz de hiçbir şey söylemeden öylece oturduk.Arada sırada göz ucuyla bana baktığını farkettim.Acaba benim de ona bakmaya çalıştığımı farketmiş olduğu için bakıyor olabilir miydi? Herhalde böyle olmalıydı.
''Yanıma otururken mutlu görünüyordun ; gülümsüyordun.Acaba nedenini öğrenmemde bir sakınca var mı?'' dedi başını,sanki bir şeyi son anda hatırlamış gibi hızlıca kaldırarak bana çevirdikten sonra.
''Senin gibi birisi tarafından kabul edilmek hoşuma gitti,'' dedim açık açık ve devam ettim ''ve o an benim yerimde hangi erkek olsa şapşalca gülümserdi.'' gülümsedim.
''Demek öyle,Chris.Biliyorsun ki seni tanımıyorum ve yanıma oturmak istemene olumsuz bir cevap vermememin tek nedeni o şapşalca gülümsemendi'' dedi ve o tatlı gülümsemesini suratına tekrar yerleştirdikten sonra uzanıp dudaklarıma dokundu.İrkildim ve birden etrafta hiç kimsenin olmadığını farkettim ; herkes gitmişti,salonda sadece ikimiz vardık.
''Seni daha yakından tanımak isterim,Elyssa.'' bugün ne kadar da açık sözlüydüm böyle.
''Bunu benim de istediğimi tahmin ediyorsundur,Chris.'' tatlı gülümsemesi vahşi bir hal alırken uzanıp dudaklarını dudaklarıma yapıştırdı.

Yanıma oturması için dizlerimi çeneme çektim ve Chris'in yanıma oturmasını izledim.Bir süre aramızda bir sessizlik oluştu.Sessizliği
çoğu zaman sevsemde şuanda içimden deli gibi onunla konuşmak geçiyordu.Söze nasıl başlayacağımı bilemiyordum üstelik...
Göz ucuyla ona bakıyordum.Birden onun da bana baktığımı farkettim ve kıkırdamamak
için kendimi zor tuttum.
Sessizliği bozmayı kendime görev edinip aklıma gelen ilk soruyu sordum.
''Yanıma otururken mutlu görünüyordun ; gülümsüyordun.Acaba nedenini öğrenmemde bir sakınca var mı?''
Bunu gerçekten merak ediyordum.Şuana kadar aynı binada olmamıza rağmen sadece 'merhaba'laşıyorduk.Hiçbir zaman bu merhabalaşmadan öte birşey olmamıştı,yada olmuştu biz farkedememiştik.Ama şuan... beni ona iten
adını koyamadığım birşeyler vardı.Yapmaya cesaret edemediğim,ya da yapmayacağım bir çok şeyi yapma potansiyeline gelmiştim.Kendi kendime ben de şaşırıyordum.

''Senin gibi birisi tarafından kabul edilmek hoşuma gitti,'' dedi tüm içtenliği ve açıksözlülüğü ile.Bu kadar açık sözlü olması çok hoşuma gitmişti.Dudakları yukarı doğru kıvrılmıştı.Benimkiler ise bir yay gibi gergindi.
''ve o an benim yerimde hangi erkek olsa şapşalca gülümserdi.'' dedi harika dişlerini göstererek gülümsüyordu.İçimdeki buzulların eridiğini hissettim ve o an sadece onunla olmak istiyordum tüm benliğimle.Çılgıncaydı evet.Tam anlamıyla tanışıyor sayılmazdık ama aramızdaki çekim o kadar güçlüydü ki...Onun da benim gibi bu çekimin etkisinde kalıp kalmadığını çok merak ettim.
''Demek öyle,Chris.Biliyorsun ki seni tanımıyorum ve yanıma oturmak istemene olumsuz bir cevap
vermememin tek nedeni o şapşalca gülümsemendi'' dedim.Suratımda içimdeki mutluluğu yansıtan bir gülümseme yayıldığını hissederek o mutluluk dolu gülümsememin büyümesine izin verdim.
Birden içimdeki dürtülere engel olmadan içimden geldiği gibi davranmaya başladım.Yavaşça eğilerek Chris'in dudaklarına bir öpücük kondurdum.Ürperdiğini hissettim ve geri çekildim.Cesaretime hayran kaldım.Normalde böyle birşeyi asla yapmazdım.Birden etrafına bakındı.Ortak salon bomboştu ve kimse yoktu.Bu saatte bütün hufflepuff öğrencileri mışıl mışıl uyuyor olurdu.
''Seni daha yakından tanımak
isterim,Elyssa.'' dedi bütün içtenliğiyle.O kadar samimiydi ki söylediklerine.Gözlerinin parıltılı olması içtenliğini ele veriyordu.
''Bunu benim de istediğimi
tahmin ediyorsundur,Chris.'' dedim ve dudaklarımız tekrar buluştu.Tutkuyla öptük birbirimizi.Az önceki gibi değildi bu seferki.Daha tutkulu daha şehvet vericiydi.Üstelik birbirimizi tanıdığımız söylenemezdi.Şaşırtıcı bir durumdu.
Birden elleri kalçama ilerledi.Ben de onun gömleğinin düğmelerini çıkarmaya başladım.Birbirimizle temas halindeydik.Bütün benliğimizle birbirimizi istiyorduk herşeyimizle.Bu o kadar açıktı ki.Birden kendimi onun üzerinde buldum.Gömleğini çıkardıkça pürüzsüz teni ortaya çıkıyordu.Ellerimi teninin üzerinde gezdirdim.Bembeyaz ve pürüzsüzdü.
"Bunu gerçekten istiyor musun?" dedi.
İşler ciddileşmeye başlamıştı.Burada ortak salonda...Hiç düşünmemiştim daha önce böyle olacağını.Ama böyle olması gerekiyorsa böyle olmalıydı.
"Seni tanımıyorum bile, ama o kadar çekicisin ki..." diye fısıldadım kulağına. ve dudaklarımız tekrar birbirini buldu...

Tek kelimeyle harikaydı ; dudaklarının yumuşaklığını ve tatlı ıslaklığını dudaklarımda hissetmek muhteşem bir duyguydu.Tabii ki de bu ilk deneyimim değildi,ama şuana kadarkilerin hepsinden güzel olduğu kesindi.Onu tanımıyordum bile,fakat onu,daha önce kimseyi istemediğim kadar istiyordum.
Öpüşmemiz her geçen saniye daha da alevleniyor ve şehvet kazanıyordu,ben de bununla doğru orantılı olarak cesaretleniyordum.Yapabileceğimi hissettiğim ilk anı değerlendirdim ve ellerimi kalçalarına doğru sürmeye başladım.Birkaç çekingen denemeden sonra kendimi,dokunduğum anda çıldırmama sebep olan kalçalarını tutarken buldum.Bu onun da hoşuna gitmiş olmalıydı ki dudaklarını dudaklarımdan ayırmadan gömleğimin düğmelerini aceleci bir şekilde çözmeye başladı.
Birden kendimi çift kişilik koltuğa boydan boya uzanmış halde buldum,o da üzerimdeydi,gömleğimin düğmelerini çözmeye devam ediyordu.En sonunda gömleğimin önünü tamamen açtı ve avuçlrını göğsümün üzerinde gezdirmeye başladı.
''Bunu gerçekten istiyor musun?'' diye sordum,ilerleyen saatlerinde olacak olanların gün gibi belli olduğu geceyi düşünerek.
''Seni tanımıyorum bile, ama o kadar çekicisin ki..." diye kulağıma fısıldadı birkaç saniye düşündükten sonra.
Ona gülümsedim.O da bana aynı şekilde karşılık verdi ve eğilip dudaklarını dudaklarıma tekrar,şiddetle bastırdı.
Bir yandan onu çılgınlar gibi öpüyor,diğer yandan kalçalarını okşuyordum ; o da ellerini göğsümde gezdirmeye devam ediyordu.Birkaç saniye daha bu şekilde devam ettikten sonra doğruldu ve ellerini mavi elbisesinin arkasına attı.Sadece bir saniyelik bir fermuar sesi duydum,hemen ardından üzerindeki kıyafetin üst tarafı tamamen aşağıya indi.Artık siyah,askılı sütyenini görebiliyordum.Ellerimi tuttu ve üzerimde dizlerinin üzerinde oturdu.Bu beni hiç rahatsız etmemişti ; vücudu bana bir tüy gibi hafif geliyordu.Bu şekilde durdu ve üzerindeki elbisesini benim de yardımımla birkaç saniye içinde tamamen çıkarıp diğer koltuklardan birisine fırlattı.Artık sadece siyah takım iç çamaşırlarıyla kalmıştı.Onu bu şekilde görmek harika bir duyguydu.O kadar güzel ve seksiydi ki... Ben de sadece ön tarafı açık olan gömleğimi tamamen çıkartıp yere koydum.O anda 200$'lık Abercrombie marka gömleğimin yerde toz ve pislik içerisinde kalması umurumda değildi ; hiçbir şey umurumda değildi ; şuanda sadece onu istiyordum.
Bana tekrar tatlı tatlı gülümsedikten sonra aşırı bir seksilikle dudağını ısırıp biraz geri çekildi ve pantolonumu alelacele çıkardı.
'İşte başlıyoruz' dedim içimden,o bana doğru yaklaşmaya başladığında.

Öpüşmemizin alevlenmesiyle birlikte, tenimin alevli bir hale gelişini hissedebiliyordum.Kalbimin atış ritmiyle doğru orantılı olarak öpüşmemiz de hız kazanıyordu.Birden, doğruldum ve tek bir hareketimle mavi elbisemden kurtuldum.Sadece üzerimde siyah askılı sütyenim kalmıştı.Elbisemi üzerimden tamamen çıkardığımda bütün benliğimle ona ait gibiydim.Gri kareli gömleğini üzerinden tamamen çıkarmıştım.Şimdi yavaşça pantolonunun fermuarını çekiyordum.Oda benim sütyenimi çıkarıyordu.Vahşi ve ateşliydik...
Tamamen çırılçıplak olduğunda ne kadar seksi olduğunu anladım.Beklediğimden fazlasını verebilirdi bana.Gözlerindeki aşkı görebiliyordum ve istiyordu.Beni istiyordu tıpkı benim onu istediğim gibi.
Tek bir hamleyle beni kendine doğru çekti.Artık onun üzerindeydim ve tek vücut olmak üzereydik.
Vücudumu kendine doğru çektiğinde acı ve dünyadaki en zevk verici şeyi hissettim.O kadar zevk vericiydi ki hissettiğim acı hiç kalıyordu yanında.Dudaklarımı ısırdım.Dudaklarımız birbirini bulmuşken tek vucut haline gelmiştik.
Zevkin doruklarındayken her yanımın nemli olduğunu hissettim.Saçlarım karman çorman olmuştu ama bu harika birşeydi.Ellerimi saçlarının arasında gezdirirken yön değiştirdik.Ben onun üzerindeyken şimdi o benim üzerimdeydi.
"Çok seksi göründüğünü söylemiş miydim?" dedim gülümseyerek. Onun da yüzünde gülümseme yayılmıştı.Derin nefes alıp verişlerimiz, ikimizin de zevkini ele veriyordu.
Etrafa göz gezdirdiğimde kanlar dikkatimi çekti.Umrumda değildi.Bekaretimin ortak salonda gideceğini hiç düşünmemiştim. Üstelik tanımadığım birisiyle.Ama içimde en ufak bir pişmanlık yoktu.O kadar mutluydum ki.Hayatımda yaptığım en güzel,en zevk verici şeydi.
Teninin tenime değmesi içimi ürpertiyordu.Hayatımda gördüğüm en cezbedici ve seksi şeydi.Ona hiç bu gözle bakmamıştım.Büyük ihtimalle daha önce başka birileriyle de birlikte olmuştu.Ama onun tecrübeleri şimdi işe yarıyordu.İşimizi oldukça rahat hallediyorduk.Ayrılmıyorduk ayrılmayacaktık.Gecenin ilerleyen saatlerine doğru bu devam edecekti.

» Bir Tanışma Hatırası
» Chris Jackson Violet