Irene Candice Swane Ravenclaw 5. Sınıf
Rp Partneri : Brandon; aşkın yaşı yoktur (: Kan durumu : Safkan Mesaj Sayısı : 234 Kayıt tarihi : 23/04/10 Yaş : 29 Lakap : Candie, Iris.
| Konu: Broken Heart and Drunk Mind Perş. Tem. 01, 2010 5:57 pm | |
| “Candice!” Adını haykıran çocuğa döndü büyüleyici bir gülümsemeyle. Adını haykıran Hogwarts’dan geçen sene mezun olmuş, oldukça yakışıklı bir gençti. Kız ona doğru çekildiğini hissedebiliyordu ama hiçbir şey söylemedi. Adam yeşil gözleri parıldayarak kıza çapkın ve karanlık bir gülümseme gönderdi. “Bu gece biraz içmeye ne dersin? Okul tatil öyle değil mi?” Sarışın başını sallayarak onayladı siyah saçlı adamı ve Tub’a geri döndü. Alex onu özel bölümlerden birine doğru çektiğinde itiraz etmedi. Alex’i çok uzun zamandır tanırdı ve genç kız adamın onu cinsellik konusunda zorlamayacağından adı gibi emindi. Alex kırmızı koltuklardan birine oturdu ve sarışın onun yanına attı kendini. Alex’in genç kız için verdiği sipariş kızı gülümsetti, ilk kez alkollü kokteyl olarak Sex On The Beach içmişti ve yanında o vardı. “Hatırlıyorsun…” Kızın sesindeki neşe adamı gülümsetti. “Elbette ufaklık, daha sonra babanlar sana içki içirdiğimi anlamasın diye seninle sahilde yatmıştık.” Alex sarışının Fransız kuzeniydi ve ikisi birbirlerine çok yakındı. Genç kız o geceyi hatırladığında gülmeye başladı. Alex’in dediği gibi olmuştu her şey. Sarışın birkaç kadehten sonra sarhoş olma sınırındaydı ve ağzındaki alkol kokusu hemen fark edilir derecedeydi. Bu nedenle kuzeni kızı eve götürmek ve yatağına yatırmak yerine evin sahil kısmındaki iki şezlongu birleştirmişti, evden battaniye ve yastık almıştı. Sabah uyandıklarında ikisi de kıpırdayamıyordu. Yeşil gözlü çocuk kızın saçlarını karıştırdı ve sarışın kokteylini bitirdiğinde ona cin sipariş etti. Evet, Tub’da fazlaca vakit geçireceklerdi.
Bir saat sonra sarışın Hogwarts’ın kapısında duruyor ve kuzenine sarılıyordu. Çocuk ona endişeli gözlerle bakıyordu ve bu oldukça rahatsız ediciydi. “Tek başına yatakhaneye gidebileceğine emin misin? İstersen arkadaşlarından birini çağıralım?” Kız sadece gülümsedi ve kuzeninin yanağına sulu bir öpücük kondurdu ve kapıdan içeri girdi. Başı biraz dönüyordu ve kafası biraz karışıktı yine de yatakhanelere giden yolu bulabileceğine emindi.
Merdivenlerden çıkarken Ravenlcaw hayaleti kıza öfkeyle baktı. “Neredeydin bu saate kadar?” Sarışın normalde iyi davranırdı hayaletlere ama başı dönüyordu ve yüzlerce yıl önce ölmüş birinin endişelerini çekemeyecekti. “Sadece yatağıma gitmek istiyorum ve bu seni ilgilendirmez!” Kızın sesindeki öfke hayaletin geri gitmesine sebep oldu ve kız derin bir nefes alarak kapıyı açacak şifreyi söyledi ve sendeleyerek içeri girdi. Kendi ayağına takıldı ve tam düşmek üzereyken yanındaki masaya tutunmayı başardı. Bu saatte diğerleri genelde uyurdu ve bunu fırsat bilen kız merdivenlere doğru çıkmaya hazırlandı. Üzerindeki elbise fazla kısa değildi ama dardı ve kızı terletiyordu. Bunu üzerinden atmayı, geceliğini üzerine geçirmeyi ve mor örtülü yatağına kıvrılmayı istiyordu ama önce soğuk bir duşa ve kahveye ihtiyacı vardı, sarhoştu ve bunu hissedebiliyordu. Gözünün ucuyla şöminenin önünde bir kıpırtı hissetti ve gözleri şaşkınlık, korku ve rahatlama ile kocaman oldu ve eski haline döndü. Şaşkındı çünkü açık tenli çocuk bu saatte genelde uyurdu, korkmuştu çünkü sarışına atacağı tek bir bakışla onun sarhoş olduğunu anlayabilecek tek kişi koltukta oturan bu çocuktu. Rahatlamıştı çünkü bu çocuk onu asla ele vermezdi ve sarışın kız hala ondan hoşlanıyordu. Şimdi sarhoşken bu hissi çok daha kuvvetliydi. Çocuğun bakışları kızın endişeli yüzünde ve vücudunda gezindi. Sarışın dudağını ısırdı ve çocuğa fazla neşeli bir sesle cevap verdi. “Blaise! Bu saatte niye yatakhanede değilsin?” | |
|