''Hayat bu kadar basit değil Jennifer. Zorluklar ve engeller her zaman karşına çıkacak. Hazırlıklı olmalısın! "
Büyükbabasının söylediği sözleri hayal meyal hatırlıyordu şimdi.
Aslında gece uykudan uyanıp, rüyadan koptuğunda sözleri unutmamak için
çaba göstermiş, uykuya yenik düşüp gözlerini kapadığında, aklında olan
sözler kanatlanıp uçup gitmişti sanki. Ayrıca büyükbabasının neden
rüyasına girdiğini de anlamıyordu. Rüyasına girmekle kalmamış,
yaşadıklarını yansıtan bir dizi söz söylemişti ona. Yüzünün buruştuğunu
hissederken, Reese’ in şen şakrak sesi eşliğinde düşüncelerinden
sıyrıldı.
" Mektuplar var kızlar! "
Kimseden
ona mektup gelmeyeceğini bildiği halde içine dolan heyecan ve mutluluk
duygularının yüzüne yansıdığını biliyordu. Belki de Reese’ in kendine
vereceği güzel haberler vardı. Onun tek tek isimleri söyleyip
mektupları sahiplerine dağıtışını izledi. Son bir mektup kalınca tüm
umutları kırılmıştı.
" Jennifer Eloise Parker’ a. "
Reese’
in yüzünde oluşan haylaz bir gülümseme Jennifer’ a da bulaşmış gibiydi.
Ama tuhaf olan bi şey vardı. Ona kim mektup gönderebilirdi ki?Kalbinde
bir isim yankılanıyordu şimdi: ‘Büyükbaba Peter’
Bir
süre titreyen ellerindeki mektuba baktı. Ne yapması gerektiğini
bilmiyordu. Aklından sonu gelmeyecek bir sürü soru oluşmuştu. Galiba
soruları yok etmek için mektubu açması gerekiyordu. Yavaş hareketlerle
sanki elindeki kağıttan şey kırılacakmış gibi mektubu okumaya girişti.
Mektup kalbinde yankılana ismidoğruluyordu. Bu yazıyı nerde görse
tanırdı.
* Jenny... Benim küçük renkli
şekerim. Beni tanımış olmanı ve hala beni seviyor olduğunu umut
ediyorum geçmişten gelecek bu satırları yazarken. Senin özel bir çocuk
olduğunu doğduğun andan itibaren anladığımı söylesem yanlış olmayacak
sanırım. İtiraf etmek gerekirse benim renkli şekerimin yüzüne söylemek
isterdim şimdi yazacaklarım ama ne yazık ki Hogwarts’a başlarken
yanında olamayacağımı seneler önce biliyordum. Anne babanın neden
öldüğünü merak ediyorsundur şimdi. Sadece şunu bilmeni isterim ki
muggle anne bana seni korumak için öldüler. Neyse bu acıklı satırları
daha fazla uzatmak istemiyorum. Zeki ve fazlasıyla cesur bir kızsın.
Benim gibi Gryffindor’da olduğunu tahmin ediyorum. Geçmişten sana
seslenen bu adamın söyleyeceği son birkaç şey var: Hayat bu kadar basit
değil Jennifer. Zorluklar ve engeller her zaman karşına çıkacak.
Hazırlıklı olmalısın. *
Jennifer, son kelimeleri
okurken beynindeki hücreler teker teker uyuşuyordu sanki. Titreyen
elleriyle mektubunu kapadı. Demek ki büyükbabası da bir büyücüydü.
Kendisini nasıl da iyi tanıyordu. Jennifer’ ı o büyütmüştü. Şu anda
sahip olduğu bütün meziyetlerini büyükbabasına borçluydu. Annesi ile
babası o küçükken öldüğünden büyükbabası ona hem annelik hem babalık
yapmıştı. Onu sevdiği kadar kimseyi sevmemişti ki o. Gözleri yaşlarla
dolarken omzunda Reese’ in elini hissetti.
" Kötü bir haber mi? "
" İyi mi kötü mü ayırt edemiyorum ki... "
Karşısında
duran sarışın ve anlayışlı kıza gülümsedi. Galiba yalnız kalıp
düşünmeye ihtiyacı vardı. Yaşadıkları neydi? Kader mi? Şayet kaderse ne
Jennifer’ ın böyle bir kaderi varsa; bu kötü ve acımasız bir kaderdi...