Delphine Eugénie Jumeau Müzisyen & Çellist / Kara Giyen
Rp Partneri : Yeni bir aşk aramaya hiç niyetim yok.. Kan durumu : Safkan Mesaj Sayısı : 181 Kayıt tarihi : 18/02/10 Lakap : Tercih edilen Delph'dir. Haricinde; Eugé, Génia, Gyanna
| Konu: Auroa Eugénia Ganner Perş. Şub. 18, 2010 1:17 pm | |
| -Ev-
Hafif, nisan yağmurunu andıran bir gün ile başladı güne Aurora. İçinde tahmin edemediği bir heyecan vardı. Belkide bir telaş, bir endişe. Ama bunu iyi yönden düşünmesi lazımdı ki bu tüm hayatı boyunca üzerinde olacaktı. Yaşamında en çok istediği olay gerçekleşiyordu. Herşey yolundaydı şuan. Peki daha sonra? Kafasını boşaltıp iyi şeyleri düşünmeye koyuldu. Birincisi; Büyük bir dergi için çekim yapacaktı. İkincisi; Bugün Luke ile buluşacaktı. Luke önemli bir şey söylemek için buluşmak istemişti. Kim bilir belki de bu bir evlilik teklifi idi... Aurora sanki bunalmışcasına kendine gelmeye çalıştı. Gören, onu koca meraklısı sanardı. Ama yalan mıydı? Kaç senedir bu hayali kuruyordu.. Her genç kadının istediği gibi.. Ankle botlarını giyip merdivenden hızlıca indi ve mutfağa ilerledi. Bir kahve hiç fena olmayacaktı. Amaneyseki yardımcısı Beatriz bu sorunu ortadan kaldırmıştı. Pembe, üzerinde köpek bulunan kupasını aldı. "Çok teşekkürler Beatriz." diyerek mutfaktan bir hışımla çıktı ve salona açılan çift kanatlı cam kapıyı itti. Ama kapı kilitliydi. "Beatriz! Bu kapı neden kilitli?!" O anda Beatriz elinde büyük bir anahtarlıkla titredi. </FONT></FONT></FONT>Beatriz, yavaşça anahtarı kilite sokup doksan derece çevirdi ve kapıyı açtı. "Teşekkürler Beatriz. Bir daha kilitlemezsen sevinirim." Kahverengi deri koltuğuna oturup, kupasını alçak, orta masaya bıraktı. Beatriz elinde birkaç posta ve Gelecek Postası ile geri döndü ve onları da masaya bırakıp geri çekildi. Zarf yığınlarına baktı. Gyneela'dan da bir mektup vardı. Şu işe bak. "Değerli arkadaşım-" arkadaşım mı? "..."Aurora. 28 Ocak tarihinde düzenlediğimiz partide bulunmanı çok isterim.." Pehh. Hava mı atıyordu bu kız? Tabii Hogwarts yıllarında onunla adeta düşmandı. Fazla gevezeydi ve kendini beğenmiş. Ayrıca kocaman bir burdu vardı o ayrı. Zarfı geri bırakıp diğerlerine baktı. Bazıları modacılarından, bazıları da alışveriş yaptığı markalardan teşekkür mektubu. Hepsini bir kenara atıp, Gelecek Postasını eline aldı. Kim kiminleymiş öğrenmesi gerekiyordu. Bla bla bla. Bu sayıda hiç birşey mi yoktu yahu? İçmeyi unuttuğu kahvesini yudumladı. Neyse ki hala sıcaktı. "Beatriz! Ben çıkıyorum. Yemeği hazırlama dışarda yiyeceğim ben. Madam Fanny'ye de gidip ölçümü bildir ve o gri saten için sipariş ver." Koltuktan kalkıp salondan çıktı. Beatriz kapının eşiğinde duruyordu. Kapıyı yavaşça açtı. "Peki efendim. Size iyi günler."
-Ajans-
Taş kaldırımdan yürümeye başladı ve saatine baktı. Onbir-yirmiüç. Hala vakti vardı. Neyse ki gideceği ajans da yakındı. Hızlı adımlarla 72. caddeye çıkıp yukarıya baktı. Bilmem-kaç katlı büyük bir plazaydı bu. Dahada hızlanarak karşı sokağa geçti ve otomatik cam kapıdan geçip resepsiyondaki kızl saçlı kadının yanına gitti. "Merhaba, Sasha." Herkesi de tanıyordu zaten. Kadın gülümseyip ayağı kalktı ve Aurora'nın elini sıktı. "Ahh tatlım, hoşgeldin." Kadın yerine geri oturdu ve gülümsedi. Aurora elini Sasha'nın masasına yavaşça koydu. "Galley nerede?" Kadın parmak ucuyla, arka tarafta telefonla konuşan birini gösterdi. "Teşekkürler" diyerek adamın yanına yürüdü. "Hayır! Hayır! Bu mümkün değil. O kızı defilemde kullanamazsınız efendim!-" Aurora'yı görerek bir dakika der gibi işaret yaptı. "...Anlıyorum ama o kız daha yürümesini bilmiyor...Hayır! Güzelliği beni ilgilendirmez!" diyerek telefonu kapattı ve Aurora'ya gülümsedi. "Aurora! Hoşgeldin. Acele etmeliyiz tatlım. Önemli işlerim var. Haydi sen yukarı çık, seninle ilgilenecekler. Bende hemen gelirim zaten." Aurora gülümseyip, yukarı çıkmaya başladı. "İyi şanslar Galley. Umarım o çarpık bacaklı kız çıkmaz sende bir rahatlarsın." Bunun üzerinde Galley sadece el salladı.
Aurora, cilalı, mermer merdivenlerden yukarı çıktı. Stüdyo hazırlı bile. "Aurora! Hemen buraya gel de o saçlarınla biraz oynayalım!" Şaç uzmanı Frederick'ğin oturması için işaret ettiği sandalyeye oturudu ve aynaya baktı. "Kızlar!!" İki kız Aurora'nın yanına geldi ve saçlarını önce taramaya başladılar. Ve kısa sürede saçları bukle bukle olup omuzlarına düştü.
"Ahh evet. Aurora, bunları da giymen gerekiyormuş tatlım." Aurora, sandalyeden kalıp eline tutuşturulan elbiseyi giymek suretiyle kabine gitti. Gerçektende harika bir elbiseydi. Siyah ve ipektendi. Üzerinde geçirip dışarıya çıktı. Herkes; Harika olmuşsun, gibi övgüler yağdırırken kendine fazla bir güven duydu. Platforma geçip fotoğraf sorumlusunun gösterdiği pozu verdi. Şık, şık! Harika birkaç poz daha verdi ve platformdan indi. Herkesle vedalaşıp üzerini değiştirdi ve ajanstan gitti.
-Randevu-
Ajanstan çıkıp yürümeye devam etti. Ve işin en heyecanlı zamanıydı şimdi. Luke ile buluşacaktı daha ne olsun. Ahh ahh, Luke ile geleceğini düşünüyorduda, pek parlak görünüyordu. Onunla hayatının en mutlu günlerini yaşıyordu. Yağmur yeniden başlamış, bu sefer daha da şiddetlenmişti. Adımlarını hızlandırarak yürüdü. Vovole Cafe'nin ihtişamlı tabelasını görünce gülümsedi. Kulübe havası katılmış ahşap kapıyı açıp içeriye girdi. Yanan şöminenin etkisini anında hissetti. Ortadaki masalrdan birinde oturan Luke'u görence gülümseyip yanına koştu adeta. "Luke! Seni çook özledim." Her zaman 'çok' kelimesindeki o harfini uzatırdı. Sandalyeye oturup gülümsedi. Luke elini tuttu. "Bende Aurora. Ama hemen konuya girmek istiyorum." Birden suskunlaştı Luke. Aurora onu elinden tutup yavaşça dürttü. "Luke, kötü birşey yok umarım." Luke başını yavaşça kaldırdı. "Biliyorsun Aurora. Seninle uzun zamandır birlikteyiz. Birbirimizi seviyoruz. Ama. Ama ben artık bunu taşıyamam. Ben birkaç yıllığına budapeşte'ye gidiyorum." Bunun üzerine Aurora, ağzı açık kaldı resmen. Luke, onu terk mi ediyordu. "Luke? Doğru mu duydum? Bunu bitiriyor musun?" Luke yavaşça yağa kalktı. "Çok üzgünüm Tess. Ama benden bu kadar." </FONT>
[color=#808080] | |
|
Monica Schafer Dungeon Master
Kan durumu : Safkan Mesaj Sayısı : 1384 Kayıt tarihi : 19/12/09
| Konu: Geri: Auroa Eugénia Ganner Perş. Şub. 18, 2010 3:55 pm | |
| Renklendirme güzeldi. Yer yer betimlemelerin vardı hoştu. Ama bazı hataların vardı. "Bla bla bla " gibi biliyorsun ki türkçe de bu kelime yok.
Hoşgeldin
75* | |
|