Profesör Bemabe, masanın üzerine bıraktığı yıpranmış astarlı, eski kitaplara bakmaktaydı. Kafasını aşağıya doğru hafifçe eğdi ve kitabın üzerine üfledi, nefesinin yaydığı esinti, kitapların yüzeyini geldi ve pencereye doğru yol alırken beraberinde kitapların sayfaları arasına saklanmış ürkek toz zerreciklerini de beraberinde göründü. Profesör Bemabe, ahşap masanın üzerinde duran üç kitaptan soldakine uzandı. Kitabın sırt kısmını kavradı ve diğer eliyle alttan destekleyerek göz hizasına getirdi. Ejder derisiyle kaplanmış, pütürlü ve yeşil görünümüyle kitap kapağının üzerinde iri ve oval, asit yeşili bir topaz vardı. Kitabın üzerindeki tozları da iyice temizleyerek kitabı ortadan açtı. Aradığı sadece bir yaratıktı. Önemsiz ama işlevsel, doksileri arıyordu. Yavaş yavaş kitabın sayfalarını çeviriyor ve doksileri arıyordu. Kitabın çoğu sayfası tozlu olduğundan Moises bazı paragraflarda okuma güçlüğü çekiyordu. O nedenle masasının gözlerinden birinden okuma gözlüğünü alarak doksileri aramaya devam etti. Profesör Bemabe, uzun süredir bir öğretim kurumunda ders vermediği için, kendini hazırlamasını gerektiğini hissetti. Gençliğinden beri öğrencileri bir konu hakkında bilgi vermemiş, hatta onlarla muhatap bile olmamıştı. Kendini uzun bir süreç evini kapamış ve bilgilerini arttırarak geçirmişti. Neden bilmiyordu ama her zaman yeni bilgilere açıktı. Ama en çok sevdiği konu Sihirli Yaratıklardı. Evinde bile birkaç tane bulunuyordu bu yaratıklardan. Onların sevmesi ailesinden geliyor olmalıydı. Annesi de Sihirli Yaratıklara karşı doluydu. Babası da boş değildi işte o zamanlarda.
~~
Profesör Bemabe, kayıtlarına biraz göz gezdirdikten sonra kitabın kapağını iki eli yardımıyla sert bir şeklide kapandı. Kitabın kapanmasıyla birlikte ortaya büyük bir toz kütlesi çıktı. Moises eli ile tozlardan kendini korudu. Kitabı, diğer masanın üzerindeki üç kitapla birlikte özenlice Odanın sağ tarafında boydan boya uzanan kitaplıktaki yerlerine yerleştirdi. Gözlerini hafifçe kısıp odayı kulaçan etmeye başladı, eksik unuttuğu birşeyi anımasamak ve herşeyin yerinde olup olmadığını kontrol etmek amacıyla, bu sırada bir yandan istemsizce sakalını okşuyordu. Herşeyin yerinde olduğuna karar verdikten sonra, ağır adımlarla odadan ayrıldı. Sihirli Yaratıkların Bakım alanına, yani ormana doğru ilerledi. Birkaç dakika içinde ormandaydı. Sağ elini cübbesinin sol kolundan içeri soktu ve ağır ağır asasını çıkarmaya başladı. Tek bir hareket ile ortalığı düzenledi ve temizledi. Ne de olsa burası bir ormandı ve her hafta bir sürü yaprak düşüp ortalığı iyice batırıyordu. Kendince ''Sanırım, eski günlerin hatrına güzel bir giriş yapmanın zamanı geldi. Bakalım yaşlı bedenim hala eski kudretini koruyor mu?'' diye mırıldandı. Ardından kendi kendine konuşmayı kesti. Doksileri bir ağacın gölgesine koymuştu ama şuan bu yaşlı aklı o ağacın yerini tam hatırlayamıyordu. Hem gölgelerde değişmişti. Bu etmende onun Doksileri bulmasını zorlaştırıyordu. Ortalık temizdi ama Doksilerden iz yoktu. Acaba gözlüğünü mü almalıydı…? Yaşlı gözleri her şeyi göremiyordu artık.
~~
Orman, Hogwarts'ın birkaç metre uzağında yer alan, geceleri korkulması gerekilen bir yerdi. Tabii bu korku Moises için geçerli değildi. O yaratıklar hakkında uzmanlaşmış bir büyücüydü ve önüne çıkanların hepsiyle yüzleşebilirdi. Apar topar yerleştiği Hogwarts henüz istediği düzeni sağlayamamış olması dersini aksatacağı manasına gelmiyordu. Orman, Hogwarts'ın arka cephesinde yer aldığı için, daha bir gölge oluyordu. Duru gölün derinliklerine yakındı. Ağaçlar ile çevrili bu muazzam araziyi öğrenciler doldurmuştu bile. İşleyecekleri ilk dersin heyecanıyla minik kalpleri istemsiz bir heyecan ile çırpınıyordu. Kimisi gereğinden fazla tedirgin davranıyor, kimisi ise gereğinden fazla rahat. Bu karakter karmaşasını dindirecek olanın profesörün tavrı olduğunu herkes içten içe biliyordu. Profesörün yokluğunda küçük bir öğrenci gürültüsü oluşmuştu, bu eski ormanın iliğine işleyen gürültü bütün ormanda rahatça duyulabiliyordu. Tam bu sırada sol taraftan kuvvetli bir rüzgar geldi. Rüzgarın etkisi bütün öğrencilerin susmasına neden olmuştu. Ve azıcık üşümelerine. Öğrencilerin şaşkınlıkla yüzünde oluşan gülümsemeyle birlikte ışık hüzmeleri profesör’ün çevresinde bir araya toplandı ve büyük bir ışıltı içerisinde profesörün silueti belirdi. Küçük gözlerini şaşkınlıkla kırpıştıran öğrencilere Gülümseyerek hafifçe sakalını okşadı ve konuşmaya başladı. Bu arada Doksileri getirmişti bile.
''Merhaba sevgili öğrenciler, Ben Profesör Moises Bemabe, bir kaplumbağa kadar yaşlı ve toprak kadar eskiyim, size hayatım boyunca edindiğim değişik bilgileri Sihir Yaratıkların Bakımı başlığı altında sizlere aktaracağım… Sorusu olan?''
Öğrenciler tuhaf bakışlarla profesöre bakmaya devam ediyorlardı, bir kütüphanede genç büyücülere ders verdikten sonra çocuklarla ilgilenmek ona biraz alçak gelmişti. Bu yüzden kelimelerini daha basit sözcüklerden seçmesi gerektiğini aklına not etti ve dersine başladı. ''Pekala, Şimdi dersimize geçebiliriz ozaman.'' dedi. Bu genç beyinleri bilgiye doyurmak için zamanı gereğinden fazla kısıtlıydı. Profesör Bemabe, çocukların önüne doğru birkaç adım attı, ardından sol elini hafifçe havaya kaldırdı ve parmağını şıklattı, çıkan ses ile birlikte Doksiler serbest kalmıştı. Neden bilmiyordu ama her zaman uygulamalı dersleri sevmişti Moises. Öğrenciler şaşırmış şekilde Doksilere bakıyor ve kendi aralarından fısıldaşıyorlardı. Çevreye hakim olan gürültü profesörün boğazını temizlemesiyle dindi. Ardından profesör sözlerine devam etti.
''Dünyanın her yerinde Doksiler, farklı cinslerle karşımıza çıkabilirler. Bu türleri deşifre edebilmek, onları davranış ve doğalarını anlayabilmek için bu ders gerekmektedir. İçinizde dersin gereksiz olduğunu ve işe yaramaz olduğunu düşünenler bulunabilir. Eğer böyle kişiler dersimde bulunuyor ise dersimi bırakmalarını ve başka alanlara yönelmelerini tercih ederim. Belki de aile zoru ile bu derse girenler vardır. Eğer bunun gibi bir zorlama ile derse giriyorsanız, bunu bana ofisime uğrayıp belirtebilirsiniz. Bu dersimizde Doksileri göreceğiz.''
Bir nefes ile ara vererek devam etti…
''Doksi, oldukça farklı bir tür olmasına rağmen, çoğu kez perilerle karıştırılır. Periler gibi Doksi de minicik bir insan biçimine sahiptir, ancak Doksi kalın siyah kıllarla kaplıdır ve fazladan birer koluyla bacağı vardır. Doksi'nin kanatları kalındır, kavisli ve parlaktır, kınkanatlı böceklerin kanatlarına benzer. Doksilere bütün kuzey Avrupa ile Amerika'da rastlanır, soğuk iklimleri tercih ederler. Bir seferinde beş yüz yumurta yumurtlar ve onları gömerler. Yavrular yumurtadan iki ila üç haftada çıkar. Doksilerin çift sıralı sivri, zehirli dişleri vardır. Isırılırsanız panzehir almanız gerekir.''
Birkaç uyumsuz öğrencinin dışında, diğer çoğunluk dersi dikkatli bir şekilde takip ediyordu. Bu konuda umursamaz davranmamalıydı Profesör Bemabe, sonuç olarak bilgi onların arzu ederse öğrenebileceği bir şey di, ama böylesi genç zihinlere bilgiyi zorla sokmak ve onlara hayata karşı kullanabilecekleri bir temel bırakmak gerekliydi. Bu yüzden aylaklık yapan öğrenci grubuna doğru dönerek kaşlarını çattı, Bu sırada grubun içerisinden profesörü gören Siyah saçlı, yeşil gözlü bir öğrenci diğerlerini uyardı ve utangaç bir tavırla yüzlerini kitaba gizlediler. Bunun üzerine tekrar konuşmaya devam etti.
''Şimdi ise Doksilere nelerin karşı geleceğini öğreneceğiz. Bir iksir ve bir büyü bu işi görebilir. O kadar kolay bir büyü olmasa da herkes tarafından yapılabilir. Ama Doksilere karşı olan iksir, bir gözlemci yanında yapılmalıdır. Neden derseniz, doksilere karşı uygulanan bu iksirin yapımı zordur. Biz bu spreye Doksi Savar diyoruz. Doksi Savar, siyah, akıcı ve sprey olarak kullanılan bir iksirdir. Zararlı olan Doksilere karşı kullanılır. Etkisi hayli uzun sürer. Ayrıntılarını iksir dersinde görecesiniz çocuklar.''
Profesör Bemabe, uygulamada öğrencilere göstermek üzere, sol elinde tuttuğu asasını hafifçe havaya kaldırdı. Öne doğru asasını ilerleterek ''Peskipiksi Pesternomi'' dedi. Asanın etrafında beliren iki adet açık sarı şerit, asanın ucunda hızlıca dönmeye başladı ve birden gür bir ışık hüzmesi Asanın ucunda küçük bir güneş gibi parıldadı. Dalga dalga yayılan ışık ile birlikte tüm Doksiler haraketsiz ve süzülür bir hal aldı. Öğrencilerin şaşkın bakışları arasında profesör konunun bölünmesine müsade etmeden sözlerine devam etti.
''Evet çocuklar, gördüğünüz gibi gayet kolay bir büyü. Peskipiksi Pesternomi büyüsü sayesinde bütün Doksileri etkisiz hale getirmeniz mümkün, evet şimdi herkesin sırayla denemesini istiyorum. Tüm sınıfın deneyebileceği kadar zamanımız var.'' (Uygulama!)
~~
Genç büyücülerin denemeleri sırasında, ormanda adeta küçük parıltılar yanıp yanıp kayboluyordu. Birden herkesin yüzü aydınlanıyor, birden karanlığa gömülüyordu. Profesör sağ kaldırmaya başladığı öğrencilerin, sol taraftan sonlanmasıyla birlikte elini avcu öğrencilere dönük bir şekilde havaya kaldırarak durmalarını söyledi. Sınıf ağır ağır duraldı, profesör asasını kolundan içeri götürerek ait olduğu yere sakladı, ''Bugünkü dersimiz sona ermiştir öğrenciler, katılımlarınız ve başarılarınızla beni onurlandırdığınız için minnettarım. Ödeviniz, ilk dersimiz olması sebebiyle sadece Doksilere benzer sihirli yaratıkları araştırmanız olacak. Ödevlerini geciktirmemenizi tavsiye ederim. Şimdi çıkabilirsiniz.'' dedikten sonra, farklı armalar taşıyan cübbeleriyle öğrencilerin kapıdan çıkmasını seyretti. Yıllar sonra, başarılı bir ders vermenin gururuyla birlikte, ortalığın tamamen boşalması ardından kendisi de ağır adımlarla Hogwarts’a doğru yöneldi. Ardından ormanın karanlığında kayboldu…