Séth Oréth Dükkan Sahibi & Işık Yeminlisi
Kan durumu : Melez Mesaj Sayısı : 254 Kayıt tarihi : 01/04/10 Lakap : Se , Set , Seh , SO , GFB ... (:
| Konu: S.Orét Perş. Nis. 01, 2010 2:50 pm | |
| O gün başıma neler geleceğinden habersizdim , sabah erkenden uyanmıştım muggle amcamın ve yengemin yanında kalıyordum , oldukça güler yüzlü , iyi insanlardı ama her zaman " Sihir yoktur. " derlerdi , zamanla bende kendimi bu söze kaptırmaya ve sihir diye birşeyin olmadığına inanmaya başlıyordum . Her zaman ki gibi bir gündü ( tabii şimdilik ) sabah kahvaltımı yapmak için aşağıya doğru ilerliyordum aşağıda yemek yapmakla meşgul olan yengem Mary vardı , onu rahatsız etmeden televizyon karşısında ki amcam Nicholas'ın yanına yavaş adımlarla ilerliyordum , amcamın yanına geldim ve selam verdim , ardından ne izlediğine baktım tabii ki de spor haberlerini izliyordu . Spor ile ilgili olduğum için bende amcamın yanına oturup izlemeye başladım , tam maça odaklanmışken yengemin sesini duydum " Yemek hazır .. " Ben mutfağa doğru giderken amcama gelip gelmeyeceğini sordum o ise " Sen başla , ben sonra geleceğim " cevabını vermişti bana . Yemek için sandalyeye oturdum , yengem in nefis kahvaltısını bekliyordum . Kahvaltı önüme konuldu ve ben teşekkür edip , yemeye başladım , yumurtalar bile güzeldi o yapınca , suyumu içerken parmaklı pencereye bakıyordum , arabanın üstünde bi' baykuş vardı . Bu çok garipti burda bi' baykuşun olması , gerçekten ilginçti . Yengeme seslendim : "Yenge , şuraya bak bi' baykuş ! " Yengem bana : " Burda ? Baykuş ! Hayal mi görüyorsun Seth ? " yanıtını verdi ben ise baykuşu gösterip " Orda ! Bak orda işte " diyordum . Yengem yanıma geldi ve baktım ki baykuş yok olmuş , yengem bana gülmsedi ve odasına doğru yürüdü . Bu çok garip bi' olaydı , baykuş yok olmuştu , belki de uçmuştu . Yemeğimi bitirip odama gittim , odama doğru giderken şömine dikkatimi çekti , üstünde ki aile resmi yere düşmüştü , bunu hemen fark etmiştim ve alıp yerine koydum ve şömineye baktım bir mektup vardı , etrafımda kimse yoktu ben de mekktubu aldım .. Mektubun mühürünün üzerinde kocaman bi' "H" harfi vardı kime geldiğini öğrenmek için arkasını çevirdim ve aynen şöyle yazıyordu ; " Kime : Seth Orét Kimden : Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu " Amcam beni görmüştü ve yanıma doğru yaklaştı , mektuba göz gezdirdi ve kızgın bir biçimde : "Komşularımız bize şaka yapıyor olmalı ! Seth , unutma sihir diye bi' şey yoktur ! " Ben bu görüşe katılmıyordum , mühür resmi gözüküyordu , amcam mektubu aldı , buruşturdu ve çöpe attı . Benim aklım hep o mektupta kalmıştı , odama çıkarken dayanamadım ve çaktırmadan mektubu alıp odama çıktım . Mektubun mühürünü kırıp açtım ve aynen şöyle yazıyordu ; " Sevgili Seth Orét , Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu'na davet edildiniz , eğer aileniz ve siz bunu kabul ediyorsanız 12/4 Diagon Yolu'na geliniz . Çalışanlarımızdan Joe orda size yardımcı olacaktır .. Hogwarts yönetimi . " Bunu amcama sormayacaktım çünkü asla izin vermezdi , o yüzden kaçmaya karar verdim ve arkamda şu notu bıraktım : " Sevgili amcam Nicholas ve yengem Mary , Ben çok sevdiğiniz yeğeniniz Seth , bi' kaç ay evde olmayacağım , beni sakın merak etmeyin .. Seth . " Pencereden dışarı çıkmıştım mektubun arkasında yazan adrese doğru yürüyordum , yol kenarına geldiğimde karşıma iri bir adam çıktı , elimde ki mektubu görmüştü ve bana gülümsedi , ben de ona anlamsız bi' şekilde gülümsedim , adamın önünden otobüs geçti ve adam yok oldu ! Ardında bir süpürge kaldı , inanılmaz ! Bu bi' sihir di . Süpürgeye doğru koştum ve süpürgenin üzerinde şu notu buldum : " Yürüyerek oraya ulaşman zor olur , al bunu kullan yapman gereken tek şey üzerine binip , ayağını yere vurmak .. " Bugün inanılmaz olaylar gerçekleşiyordu . Süpürgenin üstüne bindim ve ayağımı yere vurdum , o da ne ! Süpürge havalandı , uçuyordum ! " İnanılmaz ! " Dedim içimden , süpürgeyi kontrol edebiliyordum , sağ tarafa doğru hızlı bir şekilde uçtum , oldukça da eğlenceliydi , uçarken bi' ara Diagon Yolu'nun kapısını gördüm ve oraya iniş yaptım , kapıda bi' adam vardı ve ben içeri girmeye çalışırken beni tuttu : " Parola ! " Parolayı bilmiyordum tekrar içeri girmeye çalışırken adam gene aynısını yaptı ve adamın yanına bir adam da ha geldi ve : " Nex , merak etme , çocuk benimle . Adam beni gülüp , içeri aldı , bu adam bana : " Merhaba Seth , ben Joe , sana burda yardımcı olacağım . " Ben mutlu bir şekilde Joe'nin elini tuttum ve yürümeye başladık , ilk Olivander asa dükkanı na uğradık . Joe , ben sana bi' kaç okul eşyası almaya gidiyorum , diyerek beni asa dükkanında bıraktı . Olivander yukarıdan merdivenle indi ve bana : " Vay vay , kimleri görüyorum ? " Ben gülümsedim ve asa seçimine başladık ve elime bir asa verdi , bana " Hadi , salla bakalım." Dedi , ben tamam anlamında kafamı salladım ve asayı tutup sağ tarafa doğru salladım , asa kitapları yıkmıştı . Olivander bana " Hayır , hayır , kesinlikle bu asa değil " dedi ve elime siyah bir asa verdi bu asanın üzerinde bir yılan resmi vardı ve bu asa bana doğru parladı ve Olivander bana " Evet , işte bu senin asan." Dedi , asamı aldım ve Joe'yi gördüm , beraber bana bi'yılan aldık , ben yılanı seçmiştim evcil hayvan olarak , yeşil bi' yılan ..
Trene gelmiştik , okul eşyalarım hazırdı , Joe bana biletimi verip ortadan kayboldu ve bilete baktığımda 9/12 yazıyordu . Böyle bi' istasyon mu vardı ? Bi'çocuk bi' anda bi' duvarın içinden geçti , gözlerimi sirkeledim ve bi' çocuk da ha geçti , duvarın üstünde 9/12 yazıyordu , ben de dayanamayıp , duvarın içinden geçtim ve gördüklerime inanamadım ! Burası bi' tren garıydı . Trende yerimi aldım ve oturdum , yanıma bi' çocuk geldi ve bana " Otura bilir miyim ? " Diye sordu , ben ise " Tabii " dedim . Beraber iyi bi' arkadaş olduk , onun adı Chris ' di . Trende giderken pencereden dışarı bakıyordum , karla kaplı sıradağların eteğinde yer alan gölün rengi beni büyülüyor . Mavi sular , mevsimler boyunca hiç bıkmadan izlenebilecek doyumsuz manzaralar oluşturuyor . Burası , içindeki irili ufaklı otuz adası ve hemen kıyısından yükselen dağlarla muhteşem güzellikler sunuyor ziyaretçilerine . Manzara , harikaydı ve ben manzaraya bakarak yola devam etmiştim ve bi' anda Hogwarts'a geldik , trenden indik ve sandallara binerek Hogwarts şatosuna doğru gitmeye başladık . Hogwarts hepimizi büyülemişti , içeri girdik ve ortak salonda bize nasıl bi' yer olduğu anlatılacaktı . Merdivenlerden çıkarken çok heyecanlıydım , heyecandan titriyordum ve içeri girdik , salonda bize herşeyi anlattılar . Sıra gelmişti seçmen sapka ya , Chris Slyterin' e seçilmişti , ailesi kötüydü , benim de ailem Salazar Slyhterin'e dayanıyordu , Öğretmen beni çağırdı " Seth Orét! " Ağır adımlarla seçmen şapka ya doğru yürüdüm ve kafama taktım şapka konuşmaya başladı : "Hmm, çok karanlık , hemde çok ! Kötü işler çeviriyorsun , sen , sen SLYTERİN ! " Diye bağırdı ve ben Slyhterin'li ler ile tanıştım hemen , Slyhterin ortak salonuna girdik ve ben ordan dışarıyı seyrederken , çatalağız olduğumu fark ettim , yılanım Rooki yanıma doğru geldi ve onunla uzun bi' sohbete daldık . Hogwarts'ı sevmiştim ama sadece Slyhterin 'i ..
O akşam rüyamda Salazar Slyhterin 'i görmüştüm , bana akraba olduğumuzu söylemişti ve bana şu konuşmayı yapmıştı : "Merhaba Seth , sen bir çatalağızsın , belki bunu fark etmişsindir ama aynı zamanda zihnifendarsın , bunu unutma , benim bazı özelliklerime sahipsin ve bunları istediğin zaman kullanabilirsin , zor durumda kaldığında yılanlarını çağır .. " O rüyadan sonra çok değişmiştim beni sinir edenlerin sonu çok kötü oluyordu , onlara acı çektiriyordum , okul müdürü beni odasına çekmişti ve belliki benimle konuşmak istiyordu , elini omzuma koymuştu , ben konuşmaya başladım : " Çek o elini ! " Müdür beni hiç umursamadan bana neden böyle davrandığını sordu ve ben tekrar : "O elini çek dedim ! " Diye bağırdım ve müdür tekrar elini çekmeyince onun gözlerinin içine baktım ve elini zorla çektirdim . Müdür bana şaşkın bi' şekilde bakarken içeri , Slyhterin bina sorumlusu Dracy girdi . Müdürle uzun bir konuşma yaptı ve müdür dışarı çıktı . Dracy karşımda ki koltuğa oturup bana gülümseyerek : "Biliyorum , Seth sende kötüsün , şunu biliyormuydun ? Ben bir ölüm yiyenim ! Şşşt .. Kimse duymasın , bu aramızda kalacak , senin soyunun Salazar Slyhterin'e dayandığını biliyorum , eğer bi' problemin olursa bana gelmeyi unutma ! " Bu beni az da olsa sevindirmişti , Hogwarts'da da ha güvendeydim . Bi' akşam Karanlık Lord'u aramak için karanlık ormana gittim . Tek başımaydım , asamı elime alıp "Lumos" dedim sessizce , ormanda ilerlerken karşıma bir atadam çıktı .. Bana baktı ve Slyhterin armamı görünce bana sinirlice baktı ve : "Sen ! Bir Slyhterin'li ! Benden uzak dur ! " Ben güldüm ve yavaşca ona doğru yaklaştım : "Yaklaşırsam ne yaparsın ? " Atadam sinirlendi ve bana saldırmaya kalkıştı ben ise asamla küçük bi' iş yaptım "Sectumsempra ! " Atadam yerde yatarken ben ordan uzaklaştım ve yoluma devam etti , yoluma çıkan herkes benden uzaklaşıyordu , bi' an bi' siyah örtü gördüm , bu örtü uçuyordu ve ben ona asamı tutunca onun Karanlık Lord olduğunu anladım . Durumunu sordum . Bana cevabı ise : "Çok .. Öhö öhö , kötüyüm öhö , yardıma ihtiacım var . Öhö ." Çok fazla öksürüyordu ben bunu sadece rüyamda iletişim kurabildiğim Salazar Slyhterin'e ileteceğimi bildirerek ordan uzaklaştım , o akşam rüyamda Slyhterin'e olanları anlattım ve bana şu yanıtı verdi : " Merak etme ! Lord yakında da ha güçlü bi' şekilde geri dönecek .. " Sabah olunca Lord'u karanlık ormanda bulamamıştım ve içimden kahakalar atmıştım .. Çok mutluydum , bunu Profesör Dracy ' e anlatmak için odasına girip kapıyı üç kez tıklattım içeriden bana "Gir. " demişti ben ise olan biteni anlattığımda , profesör de çok mutlu olmuştu , bana şu sırları verdi : " Okulun etrafında üç tane ruh emici vardır ve bunların varlığını kimse bilemiyordur ama onlar karanlık taraftadırlar . Okulda sadece geceleri ortaya çıkan bi' kurtadam vardır , bu kurtadam bi' öğrenciyi gece yatarken öldürmüştür .." Bu bilgiler beni az da olsa korkutmuştu ,gece yatağımdan kakltım ve elime asamı alıp dışarı çıkmak için merdivenlerden inerken görevliyi gördüm ve beni az da olsa duymuş huysuz ve sinirli bi' tavırla "Gecenin yarısında ayakta olan öğrenci de kim ! " Ben karanlıkta hiçbirşey göremezken tekrar yatağıma koştum ve pencereden inmeye karar verdim , bir örtü bulup aşağıya sarkıttım ve pencereden dışarı çıktım , koşuyordum , çok soğuk ve zifiri karanlıktı hiç birşey göremiyordum . Ama bi' uluma duydum . Kahretsin ! Bu o kurtadam dı . Yasak ormana doğru koştum , arkamda birinin koşuşturduğunu fark ediyordum ve o da ne ! Yukarısı da soğumuştu iyice , yukarıda üç ruh emici vardı , evet , bana yardıma gelmişlerdi ama ben öyle düşünüyordum . Ruh emiciler bana doğru saldırdılar , üç taneydiler ama çok güçlüydüler . Arkama baktığımda kurtadamı gördüm , köşeye sıkışmıştım ne yapacağımı bilemezken ruh emiciler çoğalmaya başladı , göl kenraına kadar koştum ve hepsi etrafımdaydı , arkamdan kurtadam bna doğru bağırıyordu . Kurtadama bi' büyü yapmaya kalkıştım ve bağırdım "Reduco ! " Kurtadam öbür tarafa doğru koşmaya başladı ama ruh emiciler , onları nasıl engelleyecektim ! Birden bağırmaya başladım " Expetro Patronum ! " Bi' yılan çıkıverdi ve tüm ruh emicileri uzaklaştırdı , ardından ben yoluma devam ettim , atadamlar benden korktukları için benden kaçtılar ve ben karanlık lord'u gördüm , bana planını anlatmıştı ve birden Profesör Dracy ortaya çıktı , planı öğrenmiştik ve bunu gelecek sene uygulayacaktık ..
Geri dönme vakti gelmişti artık herkes trenlere bindi , evlere doğru uğurlandı , ne kadar kötü olsamda amcam ve yengemi çok özlemiştim , bu yıllık bu kadar macera yeterdi , asıl macera gelecek sene olacaktı .
En son Seth Orét tarafından Perş. Nis. 01, 2010 3:14 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 3 kere değiştirildi | |
|