Derin düşüncelerle yürürken birden karşısına çıkan Rachel' i farketmemişti ve çarpışmışlardı. Bu çarpışmayla ikiside poposunun üzerine oturmuşlardı. Rachel çok sinirlenmiş, soğuk mavi gözlerini iri iri açmış, uzun kahverengi saçları dağılmıştı. Arivle ne diyeceğini bilememişti. Rachel ise hala kızgın kızgın ve öfkeli gözlerle Arivle'ye bakıyordu. Arivle' de dağılmış saçlarını düzeltip eşyalarını toplamak üzere ayağa kalkarken bir yandan da Rachel'den özür diliyordu. Tam o sırada bir elin Rachel' a uzandığını gördü. Bu Werepain' di. Birden Rachel'in öfkesinin kaybolduğunu ve o güzel suratına tatlı bir gülümsemeyi yerleştirdi. Arivle' nin özürüne karşılık için ise
"Biraz daha dikkat etsene sakar!" diye söylendi.
Werepain"İyi misin? Birşeyin yok değil mi?" diye endişeli gözlerle Rachel' a bakıyordu.
"Evet iyiyim. Teşekkür ederim" diye karşılık verdi düz bir sesle.
Werepain, Arivle'ye döndü. Surat ifadesini anlamaya çalışıyor gibiydi. Tam birşey söyleyecekken Rachel'in
"Ne bekliyoruz?" demesiyle Werepain, Rachel' a döndü. Werepain Arivle'ye
"Sonra görüşürüz." dedikten sonra göz kırptı ve Rachel'la yürümeye başladılar.
Arivle şaşkınlık içinde ordan ayrılırken bu defada aklı olanlara takılmıştı. "Onun o kızla ne işi olabilir ki? Tamam muhteşem bir görüntüsü olabilir. Fakat o bencil ve acımasızın teki! O Werepain'i hakedicek biri olamaz. Kesinlikle!" diye söylendi kendi kendine öfkeyle.Arivle biraz düşünüp onların peşlerine takılmaya karar verdi ve geri döndü. Aklında birçok sorularla boğuşurken onları gördü ve daha yavaş ve temkinli adımlarla onları izlemeye başladı. Werepain ve Rachel bahçeye doğru yürüyorlardı. Arivle ise görünmemek için ağaçların arasından gizlenerek takip ediyordu. Werepain ve Rachel büyük ve yaşlı bir ağacın altına oturdular. Arivle ise o ağacın arkasında duruyordu. Artık ne konuştuklarını rahatlıkla duyabilirdi.
"İyiki o anda sen vardın Werepain." dedi Rachel. Sesi tatlı ve yumuşaktı. Werepain gülümsedi ve Rachel' a yavaşca yaklaşıp belini sardı. Arivle şaşkınlıkla onları seyrediyordu. Rachel'in yüzü kızarmıştı ve utangaç bir tavırla Werepain'e gülümsüyordu. Werepain, Rachel'in kafasını ellerinin arasına aldı ve dudaklarına uzun bir öpücük kondurdu. Arivle ise gördüklerinin karşısında tepkisiz kalamayıp ağacın arkasından çıktı. Rachel ve Werepain aynı anda kafasını Arivle'ye doğru çevirdi. Rachel sinirlenmiş gibi gözüküyordu. Werepain ise düz bir suratla Arivle' ye bakıyordu.
"Sen bizi mi takip ediyordun?" diye tısladı Rachel Arivle' ye doğru. Arivle Rachel' i duymamazlıktan gelerek Werepain' e döndü.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun Werepain! Kendinde misin?" diye haykırdı. Werepain şaşırmış bir ifadeyle cevap vericek gibi oldu ama Rachel araya girdi.
"Asıl sen ne yaptığını sanıyorsun! diyip Arivle' nin üstüne yürümeye başladı. Asasını kaldırıp Arivle'nin boğazına dayadı. Gözlerinden ateş püskürüyordu. Werepain Arivle'yle Rachel' in arasına girdi yüzü Rachel' a dönüktü. Werepain' in koca bedeninden Arivle Rachel' i göremiyordu. Uzun bir sessizlikten sonra sessizliği Scorpius bozdu.
"Neler oluyor burda! Arkadaşımı esir mi aldınız?" dedi Arivle ve Werepain' e öfke dolu gözlerle bakarak. Rachel asasını hala indirmemişti. İkisine doğru tutuyordu.
"Birşey yok Scorpius.. Hadi gidelim burdan" diyerek arkasını döndü ve Scorpius'la yürümeye başladı. Werepain'e sinirli bir bakış atmayı ihmal etmedi. Onlar uzaklaştıktan sonra Werepain yüzünü Arivle' ye döndü ve konuşmaya başladılar.
"Ne kadar büyük bir hata yaptığının farkında mısın Werepain?! dedi Arivle öfkeyle.
"Bu seni ilgilendirmez Arivle.."
"O halde neden burdasın. Neden onunla gitmedin.Arkadaş olduğumuzu sanıyordum..."
"Evet arkadaşız. Ama bu bizi takip etmen için bir neden değil.. diyip biraz duraksadıktan sonra Arivle' yi kolundan çekip yürümeye başladılar.