Hava yağmurluydu. Ama öyle böyle değil o kadar çok yağıyordu ki insan önünü göremiyordu. Şimşek ve gökgürültüsü insanın yüreğini hoplatıyordu. Her zaman yağtığı gibi yine yayağının içine oturmuştu. Bir yandan tv seyrediyor bir yandan da bugün ne yazsam diye düşünüyordu. Tam ne yazacağına karar vermişken alt kattan şiddetli gürültüler gelmeye başladı. Ama öyle böyle değildi gökgürültüsünün bile sesini aşıyordu. Yatağından kalkıp yavaş ve sessiz adımlarla kapıya doğru yanaştı. Kapıyı yavaşça açarak koridorda ilerlemeye başladı. Tam merdivenlerin oraya gelmişti ki birisi onu yakaladı. Çığlık atmak istedi fakat atamadı.Adam eliyle kızın ağızını kapatmıştı.
Bırakacağım fakat bağırmayacaksın tamam mı?
Kız kafasıyla onaylayarak tamam dedi
Angel merak etme benim Aron.
Aron sen miydin?Neler oluyor aşağıda endişelenmeye başladım.
Bende bilmiyorum.Ben sadece senden bahsettiklerini duydum.
Benden mi?Nasıl yani benden?
Seni arıyorlardı.Senin sonunun geldiğinden bahsediyorlardı.
Aron ben çok endişelenmeye başladım. Neden beni arıyorlar. Kim bunlar.
Bilmiyorum Angel ama seni hemen burada çıkarmamız lazım.
Ama nasıl çıkacağım.Adamlar aşağıdalar ve her an buraya da gelebilirler.
Ben seni nasıl çıkaracağımı biliyorum. Benim peşimden gel. Sakın ses çıkarma çok dikkatli ol.
Tamam Aron.
Angel Aron'un peşinden onun odasına gittiler. Aron kitaplığın yanına gidi kitaplığı yavaşça itti. Kitaplığın arkasında bir kapı beliriverdi.Aron hemen Katie yi yanına çaırıp ona burdan geçip tünelin sonuna kadar gitmesini ve arkasına hiç bakmamasını tembihliyordu. Ama Katie sanki onu duymuyordu. Uzaklara dalmıştı. Aron Katie'yi yavaşça dürttü.
Angel şimdi dalmanın vakti değil. Hemen buradan gitmen gerek.
Sensiz bir yere gitmiyorum Aron.
Angel sen şaşırdın mı?Aşağıdaki adamlar seni arıyor.Hemen gitmen gerek.
Olmaz sen de geliyorsun.
Katie hadi oyalanma lütfen. Bana burada ihtiyaçları olan kişiler var.
Olmaz dedim. Sen de geliyorsun o kadar.
Tamam peki. O zaman yanımıza birkaç bişey alayım.
Aron hemen dolabını açtı. Angel Aron'un dolabını daha önce hiç görmediğinden şaşırdı. Dolap silah doluydu. Hem de aradığın herşey vardı. Aron birkaç silah alıp hemen Katie'nin yanına geldi. Angel'a de birkaç silah verdi ve hemen onu kolundan tutup tünele soktu. Tünel boyunca ilerlediler. Karşılarına bir kapı çıktı ve hemen o kapıdan çıkıp ormanın içine daldılar. Angel arkasına dönüp baktığında evin arka tarafında olduğunu fark etti. İki kardeş ormanın derinliklerine doğru yol almaya başladılar. Yağmurun da etkisiyle yorgun düşüp bir yerde uyuyakaldılar.
Sabah olduğunda uyanıp yollarına devam ettiler. Yolun sonunda ne olduğunu bilmeden.
Karşılarına çıkacak her türlü olayda artık yanlızdılar.