I. Ders

Konu: I. Ders Çarş. Mayıs 05, 2010 8:44 pm

Hava: Rüzgarlı.
Zaman: Günün ilk ders saati.
Kurgu: Profesör Couture her zamanki asaletiyle giriyor sınıfa.Sarı saçlarına çiçekten yapılmış tokalar serpiştirilmiş. Yüzündeki makyaj aşırıya kaçmamış. Çektiği siyah göz kalemi badem şeklindeki donuk mavi gözlerini biraz daha sevimli hale getirmiş. Yüzünde hafif bir tebbesüm, birazda kibir var. Hogwarts’ın her seneki Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Profesörü olduğu için sınıftaki herkes onu tanıyor. İlk ders olduğu için fazla yormayacak sizi. Öğrencilerini selamladıktan sonra yerine oturup kollarını masanın üstüne dayıyor. Kadifemsi ses tonuyla öğrencilere kitabın 10 sayfasını açtırtıp göz gezdirmelerini söylüyor. Sınıftan herhangi bir öğrenciye okutuyor. Zil çaldığındaysa tekrardan öğrencilerini selamlayıp sınıftan ayrılıyor. Dönemin ilk ders saati olduğu için ödev vermiyor.

*Ödev vermediğim için ödev puanı olan +15 puan Rp’nizin kalitesine eklenecektir.
*Üçüncü ağızdan anlatım tercihimdir. Ama bunu kısıtlamayacağım.
*İlk Rp yazan öğrenciye +15 puan vermeyeceğim bu sefer ama En güzel yapan binasına +15 puan kazandırır bu yüzden Rpler'inize dikkat edin.

Konu: Geri: I. Ders Perş. Mayıs 06, 2010 12:39 pm

Sınıfa girdiğinde ön sıraların hepsi doluydu ve Jace'de her zamanki gibi en arkaya oturdu. Etrafında Slytherin ağırlıklı öğrenciler vardı, herkes konuşuyordu ama Jace uykusuzdu ve başını kafasına yaslayıp gözlerini kapattı. Bir süre gözleri kapalı bir şekilde durduktan sonra kapının açıldığını duydu ve içeri giren Profesör'e baktı. Her zaman ki gibi oldukça güzeldi; sarı saçlarında çiçekten tokalar vardı ve makyajı onu olduğundan çok daha genç gösterecek şekilde hafif ve abartısızdı. Bu gün profesörde oldukça büyüleyici bir ayrıntı daha vardı; açık mavi gözleri her zamankinden daha büüyük ve sevimli görünüyor, profesöre oldukça sevgili dolu bir hava katıyordu. Gözlerini öğrenciler arasında dolaştırırken yüzünde beliren gülümseme oldukça zor görülür bir biçimde kibir doluydu. Jace profesörün neden bu kadar kibirli olduğunu anlayabiliyordu aslında; öğrenci veya öğretmen çoğu kişi onun güzelliğine sahip olmayı istiyordu.
Profesör sakin bir sesle konulmaya başladı. Yeni dönemin hayırlı olmasını diledi ve bugünkü derste çocukları çok yormayacağınıda ekledi. Bu sözler üzeirne sınıftaki çoğu kişinin keyfi yerine geldi ve profesörü dikkatle dinlemeye başladı. Profesör tahta masaya kollarını dayadı.
"Kitabınızın 10. sayfasını açın." Sesi oldukça yumuşak ve kadifemsiydi ama bir o kadarda kibir gizliydi bu sesin altında.
Jace'in tanımadığı bir öğrenci parmak kaldırdı ve okumak istediğini söyledi. Profesör onayladığında da okumaya başladı.
Açıkçası Jace kitapta yazılanları takip etmiyordu, çanı sıkkındı, uykusu vardı ve nedense ders ilgisini çekmiyordu. Bu garipti; Jace'in en sevdiği derslerden biri KSKS'ydı nede olsa.
Jace ona dikilen bir çift göz hissettiğinde dalgınlığından sıyrıldı ve profesörün açık mavi gözleri ile karşı karşıya kaldı. Jace ne yapacağını bilemedi ama çalan zil onu kurtardı.
"İyi günler çocuklar." Diyerek sınıftan ayrılan Profesör ödev vermemişti.
Jace profesörün hemen ardından sınıftan dışarı çıktı. Rüzgar delilercesine esiyordu şimdi; saçları rüzgarla dans ederken Jace gelecek dersin sınıfına yürümeye başladı.

Konu: Geri: I. Ders Perş. Mayıs 06, 2010 1:31 pm

Sınıfa girmeden önce bir süre bekleyip cebinden ufak bir ayna çıkarıp saçlarının görüntüsüne baktı. Rüzgar sayesinde bozulmuş kahverengi saçlarını elleriyle düzeltmeye koyulurken sınıfa giren öğrencilere baktı. Kimse değişmemişti. Herkes eskisi gibiydi. Aynasını cebine sıkıştırıp içeriye girdi ve hep tercih etiği sırasında doğru yürümeye başladı. Ona selam verenlere sadece kibirle gülümseyip sırasına oturdu ve sınıfın o hiç değişmeyen muzır tavrını seyretmeye başladı. Bir süre yanına kimsenin oturmaması için yanındaki sandalyeye kitaplarını koydu ve kollarını göğsünde birleştirip bir takım konuşmaları dinlemeye başladı. Pek fazla geçmeden geniş kapı minik bir gıcırtıyla aralandı ve içeriye göz dolduran güzelliktedki profesör girdi. Her zaman olduğu gibi şık ve oldukça çekici görünüyordu. Beline kadar inen sarı saçlarına çiçekli tokalar serpiştirilmişti. Gözlerine çektiği göz kalemi haricinde yüzünü ortaya çıkran doğal bir makyajı vardı. Yine aynı güzellik diye geçirdi içinden. Yıllanmış şarap gibiydi halbu ki. Yıllar geçtikçe güzelleşiyordu. Gelgelelim aradan az bir zaman geçmişti fakat yüzü o kusursuzluğunu hiç kaybetmemiş gibiydi.
Masasına ilerlerken öğrencileri selamladı ve ellerini geniş masanın üzerine dayadı. İyi bir dönem dilemeyi unutmadı ve ilk ders olduğu için fazla yormayacağını belirtti. Bir müddet sonra etrafını süzdü. "Kitabınızın 10. sayfasını açın." Hafif kibirli ve yumuşak sesi tüm sınıfı etkiledi. Yanındaki sandalyeden kitaplarını alıp sıranın üzerine koydu ve karanlık sanatlar akarşı savunma kitabını çıkarıp, yumuşak ve pürüzsüz sayfaları çevirmeye başaldı. ..8..9..10. Kitabını iyive açtı ve biraz göz gezdirdi. Açıkçası unutmuş gibiydi. Her tatilde unutmamak için tekrar ederdi fakat bu dönem hiç öyle olmamamıştı. Profesör Couture, sayfayı rasgele seçtiği birene okuturken, Florence'de öğrencinin okuduğu yerleri tekrar tekrar içinden okumaya başladı. Paragraf tam biter bitmez zil çaldı ve sınıftaki sessizliğin yerini hafif bir gürültü aldı. Profesör fazla yomayacağını belirtmişti, bu nedenle ödev verdi. "İyi günler çocuklar." Öğrencileri selamladı ve sınıftan yavaşça çıktı. Florence yerinden kalkıp kitaplarını eline aldı ve koridora çıkıp ayaklarının onu götüreceği yere doğru ilerledi. Muhtemelen gideceği yer ortak salon olacaktı.

Konu: Geri: I. Ders Perş. Mayıs 06, 2010 4:28 pm

Sabahın ilk ışıklarının camdan içeri süzülmesi ile açmıştı gözlerini sabaha.Yeni bir gündü.Hemde Hogwarst'ta 4.yılının yeni bir günü.Yatağında doğrulduğunda kısık gözlerle etrafa bakındı.Herkes uyuyordu.Usulca yatağından çıktı.Asasını alarak ufak bir büyüyle yatağını düzene soktu.O bunu yapmayı seviyordu.Eşyaları aldıktan sonra Ilık bir duş almaya sınıf başkanlarına ayrılan her türlü rahatlığın mevcut olduğu banyoya yöneldi.Bugun üzerine rahat bir şeyler giymeyi arzu etmişti.Beyaz kalın askılı bir üst altında günlük giydiği kotlarından birini giymişti.Ayakkabı tercihi de beyazdan yanaydı.Saçlarında büyük dalgalar hakimdi.Cübbesini de eksik etmezdi yanından.Joseph'i uyandırmaya yatakhaneye çıkmıştı.Bundan hoşlanmıyordu sevgilisi.O kadar erkeğin içine uyurken girmesini sevmiyordu ama Brenda sevgilisini uyurken görmeyi onu izlemeyi çok seviyordu.Joseph nazlana nazlana uyanıp hazırlanmıştı.Erken uyanmasına rağmen sevgilisinin uyuşukluğundan her zaman ki saatte inmişlerdi kahvaltıya.Eğlenceli ve verimli bir kahvaltı olmuştu her zaman ki gibi.Çünkü Joseph'in varlığı neşe kaynağıydı onun için.Ders kitaplarına baktığında bir tanesini unuttuğunu fark edince hemen ayağa kalkarak binasına doğru koşar adımlarla ilerlemeye başladı.Sevgilisine bir şey söylemedi.Alışık oldukları bir durumdu ne de olsa.Hızlı adımlarla ilerlerken gözüne Slytherinli kız çarpmıştı.Herkes gibi Brenda da sevmiyordu fakat bir nefret duygusu da geliştirmemişti.Tombul ve kırmızı yanaklı başında örtüsü bulunan kabarık bordo elbiseli tablodan çoktan geçmiş ve geri dönüyordu elinde kitabıyla.Büyük salona indiğinde tüm kitaplarını alarak derse gitmek için hızlı adımlarını sürdürdü.Konuşmak için ağzını açmamıştı.Yorulmuştu belli ki.Ders KSKS'ydi. Geç kalmak istemiyordu.Profesör Roxanna bu sene de değişmemişti.Okulun ilk günü olduğu için derse geç kalanlara aşırı kızmasa da yine de erken gitmek istiyordu.Sınıfa girdiğin de hemen hemen herkesin yerini almış olduğunu görünce gözlerini ister istemez devirmişti.Hemen yerine yerleşip beklemeye koyuldu.Sınıfa göz gezdirdiğinde bir çok şeyin aynı yerinde olduğunu gördü.Çok geçmeden gelmişti profesör.Sarı saçları geçen seneye göre biraz uzamıştı.Çiçeklerden yapılma tokalar tercih etmişti bu sabah.Güneş gibiydi.Tüm asaletini koruyordu.Güzelliğin deki kibir yüzüne yansıyordu.Bakışlarını siyah bir göz kalemi ile daha da çekici kılmıştı.
"Merhaba,Günaydın çocuklar.Yeni bir sene daha...Evet Oturabilirsiniz."demişti kadifemsi sesiyle.Öğrencilerini selamlaması bittiğinde usulca yerine oturup kollarıyla masadan destek almıştı.Sınıfa bir göz attıktan sonra derse başlamayı tercih etmişti.
"10.sayfa göz gezdirmenizi istiyorum"
Kitabına uzandı ve hemen 10.sayfayı bularak bakınmaya başladı.Birisi çoktan kumak için gönüllü olmuştu.Profesör ise hemen onaylamıştı.Sevdiği bir dersti.Bilhassa profesörden kaynaklanıyordu sevgisi.Joseph ise sayfayı açmış olmasına rağmen bakmıyordu kitabına.Dirsek atmıştı ona Brenda.İsteksiz bir şekilde kafasını kitabın üzerine eğdiğin de Brenda devam etmişti takip etmeye.Okuma bittiğin de bir kaç kişi sorular sormuştu.Sınıfa hakim sesiyle yanıtlamıştı profesör.Böylelikle ders çabucak geçmişti.Yine usulca kalktı ve kocaman gülümseyerek "İyi günler çocuklar" diye bir dilekte bulunarak sınıftan ayrılmıştı.Ödev vermemesi ilk ders olmasından kaynaklanıyordu.Artık öğrenmişti Brenda.Eşyalarını hemen toparlayıp Joseph'e de yardım ettikten sonra sınıftan birlikte çıktılar.

Konu: Geri: I. Ders Perş. Mayıs 06, 2010 5:19 pm

Sabah büyük bir koşuşturmayla başlamıştı onun için. Her zaman geç uyanmak için lanetlenmişti Lissa. Günün ilk dersi KSKS'ydi. Kendine lanet okudu ve kahvaltı yapmaya -tabi ki- vakit bulamadan aceleyle hazırlanmaya başladı. Daha berbat bir sabah olabilirmiydi ? Tam bir dağınık öğrenci havasıyla -ki zaten her zaman dağınıktı- yatakhaneden çıktı. Ortak salonda çok az kişi vardı. İçinden lanetler okumaya devam ediyordu ama bu sefer yatakhane arkadaşlarınıda unutmamıştı. İnsan giderken kaldırır değil mi? Ortak salondan bir hışımla çıktı. Çıkmasıyla beraberkapının önünde onu bekleyen Mia'ya çarpması bir oldu. Tabi ki elindeki tüm kitaplar yere saçılmıştı. Süper diye düşündü. Kitapları topladı ve kalktı. Bütün bunlar yetmezmiş gibi bir de kahkaha nöbetine tutulmuştu. Mia'nın
''5 dakika!''
diye bağırmasıyla kendine geldi ve hızla sınıfa yollandılar. Geciktikleri için bir çok yer doludu. Arka tarafta bir masaya oturdular ve gülmeye başladılar. Profesör girdiğindeyse kendilerini zor susturdular. İşte yeni dönemede böyle bir macerayla başlamış oldular. Sadece saçma. Profesör Couture yine tüm güzelliğiyle gelmişti. Sarı saçlarının üzerine taktığı çiçekli tokalar ile baharı hatırlatıyordu. Hafif makyajı ona aselet katıyordu. Koyu göz makyajı ise asilik. Biraz da .. sevimlilik ? Sanırım bu doğru kelime diye düşündü Lissa. Sevimli gösteriyordu. Yüzündeki tebessüm donuk mavi gözleriyle birleşince kibirli bir hal alıyordu. İpeğimsi yumuşak ama biraz da kibir bulunduran sesiyle
"Kitabınızın 10. sayfasını açın."
dedi. Kitabı açmasıyla birlikte 10. sayfa önüne geldi. Konuya baktı. Bir yerlerden tanıdık geliyordu o kadar. Ön taraflardan bir kız okumaya başladı. Lissa'da takip ediyordu. Birden uyku bastırdı ve kafasını kaldırdı. Profesör Couture kollarını masaya dayamış hem kitabından takip ediyor ve başını sallıyordu. Kız okumayı bitirdi. Bitirmesiyle zil çaldı. Profesör
"İyi günler çocuklar."
dedi ve sınıftan çıktı. Ödev yoktu heralde bu sabahın en iyi olayıydı ..

Konu: Geri: I. Ders Cuma Mayıs 07, 2010 9:53 am

Böyle günlerde yatağından çıkmak zorunda olmaktan nefret ederdi Freja. Yataktan kalkma sendromuna bir de saçbozan rüzgârlı hava ve sabahın körü olma durumu eklenince yerinden kalkamamıştı küçük kız. Bir ara yalnızca beline kadar doğrulup camdan bakmaya çalıştı, güneşin hala kendine gelemediği gösteren çiğ ışıkları gözlerini yakıyordu, tekrar yatağa attı kendini. Başını yastığa gömüp el yordamıyla, ders programını yazdığı parşömeni aramaya koyuldu. Oraya bir yere fırlattığına emindi, belki de rüyası gerçekleşecekti. Gece gördüğü rüyada aynen bu şekilde arıyordu ders programını ardından buluyor, onu gün ışığına çıkarırken kâğıda takılmış yumruk büyüklüğünde siyah sarı çizgileri olan bir örümcek çıkıyor, omzuna doğru hızla hamle yapıyordu. Tiksintiyle hatırlattı kendine rüyaların yalnıza rüya olduğunu. Sonunda bulabilmişti ilk ders ‘ Karanlık Sanatlara Karşı Savunma’. Birçoklarının aksine Freja bu dersten gıdım haz etmez hatta nefret ederdi. Nedendir bilinmez oldukça itici gelirdi ona. Eğer Profesör Couture olmasaydı derslere girmeyeceğinden emindi. Zorunlu ders adlı illetin sona ereceği günü bekliyordu heyecanla.
Sınıfa profesörle arka arkaya giriyor. Couture arkada Freja önde. Mavi gözleri sınıfı tarıyor boş bulduğu ilk sıraya, en arka olmasına aldırmadan yerleşiyor. Oldukça rahatsız bir yer. Ne kırlarda çiçek toplarken bir anda buraya cisimlenmiş gibi duran profesörü, ne başıyla yaptığı hareketin bir selamlama olduğunu ne de kürsüyü rahatlıkla görebiliyordu. Profesör sıraların arasından geçerken onu daha net görüyor Freja. Oldukça ciddi yüz hatlarına karşı oldukça sevimli badem şekilli mavi gözleri vardı. Siyah göz kalemiyle belirginleştirmişti onları. Dudaklarına kondurduğu hafif gülümsemenin ardında tüm saflığıyla kendini beğenmişlik yatıyordu. Kitabın 10. sayfasını açmalarını istiyor profesör. Freja, Couture bunları söylerken gerçekten üşüdüğünü iddia ederdi, bir buzluk gibiydi adeta. Başını kaldırıp kim olduğuna bakmıyor Freja okuyanı merak etmediği için. Sadece dalgın dalgın kitaba bakıyor. Harfleri önünde dans eden soytarılarmış gibi izliyor yalnızca. Ödev vermeyen profesör onu gerçekten şaşırtıyor çünkü genelde verirdi. Geçen dönem az çekmemişti Karanlık Sanatlar dersinin ödevlerinden ve kütüphanede geçirilen gecelerden. Zilin tiz ve bir yandan huzurlu sesiyle kitabı gürültüyle kapatıyor. Birkaç meraklı ve sinir bozucu göz ona baktığında gözlerini devirip yine profesörle arka arkaya çıkıyor sınıftan.

Konu: Geri: I. Ders Cuma Mayıs 07, 2010 4:07 pm

Sonbahar'ın tatlı meltemi, Katie'nin saçlarını havada bir kelebek misali dans ettiriyordu. Katie, üstündeki yorgunuktan kurutulmak için dışarıya çıkmıştı; ama birazdan ders başlayacağı için başını öne eğip okul binasına doğru yürümeye başladı. Onunla birlikte bir kaç öğrenci de binaya doğru ilerliyordu. Yılın ilk Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersiydi ve tabiki kimse kaçırmak istemiyordu. Profesör, geçen yıllardaki gibi, Slytherin Bina Başkanı Profesör Couture idi.
Katie hızlı adımlarla binaya girdikten sonra elinde kitaplarıyla birlikte Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersliğine gitmek için yol aldı. Sıra sıra dizilmiş dersliklerin tabelasında göz gezdirerek ilerliyordu. Bir kaç adım sonra, solunda ki kapıda; "Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersliği" yazısını gördü. Kapıya yaklaşıp kapının kulpunu kavradı. Derin bir nefes alıp kulpu aşağı çekt.. İçeride bir kaç öğrenci vardı. İçeri geçip boş sıralardan birine oturdu.
Profesör her zamanki gibi etkileyiciydi. Altın sarısı saçlarındaki, çiçekten yapılmış tokalar bir peri kızını anımsatıyor Katie'ye. Onun kadar saf ve masum değildi ama... Saçlarıyla bir uyum olan badem şeklindeki mavi gözlerine çektiği kalem, gözlerinin mavisini daha da ortaya çıkarmış. Sınıfı selamlarken ki yüzünde dudaklarından yayılan, hafif bir tebessüm var. Bir o kadar da kibirle bakıyor onlara. Sınıfı selamladıktan sonra, masasına doğru ilerleyip kollarını masanın üstünde kavuşturuyor. Her zamanki alışıldık, kadifemsi sesiyle kitaplarımızın 10. sayfasını açmalarını ve bir kişiye de okumasını söylüyor. Katie, kitabını açtıktan sonra kimin okuduğuyla değil okunan şeye veriyor ilgisini. O sırada sıraların arasında dolanıp, ufak bir kontrol yapıyor Profesör Couture.
Zil sesi tüm derslikte yayıldıktan sonra, Profesör öğrencileri selamlayıp çıkıyor sınıftan...

Konu: Geri: I. Ders Cuma Mayıs 07, 2010 6:24 pm

Sınıfın kapısından içeri girmeden önce eteğini ve sarı saçlarını düzeltti.Yanında Cedric olmadan kendini boşlukta gibi hissediyordu.Cedric'in hastane kanadında olması çok kötüydü.Yutkundu ve içeri girdi.2.sıraya oturdum ve oturmamla Mrs.Couture içeri girdi.Gözlerinin çevresine sürdüğü siyah göz kalemi, badem şeklindeki mavi gözlerini ortaya koymuştu.Yüzünde hafif bir tebbesüm, birazda kibir var. Hogwarts’ın her seneki Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Profesörü olduğu için sınıftaki herkes onu tanıyordu. İlk ders olduğu için fazla yormayacak gibi geliyordu Lily'e. Öğrencileri selamladıktan sonra yerine oturup kollarını masanın üstüne dayadı. Kadifemsi ses tonuyla öğrencilere
-"Kitabın 10.sayfasını açın ve arkadaşınızı dinleyin" dedi.Lily zarifçe kitabı açtı ve göz gezdirmeye başladı.İçindeki bilgiler tanıdıktı.Zaten hepsini biliyordu.Okuyan kızıda dinlemiyordu.Kitabı kapadı ve camdan dışarı bakmaya başladı.Havada yapraklar uçarcasına süzülüyordu.Rüzgar okulun duvarlarına vuruyordu ve ürkütücü sesler çıkarıyordu.Aniden zil sesiyle yerinden zıpladı.
-"İyi günler çocuklar" dedi ve sınıftan ayrıldı Profesör Couture. Dönemin ilk ders saati olduğu için ödev vermiyor diye düşündü Lily.Ödev olmaması içini ferahlatmıştı.Cedric'i görmeye ayırcağı vakti KSKS ödevleriyle harcayamazdı.Yavaça ayağa kalktı, eşyalarını topladı ve süzülerek kapıdan dışarı çıktı.Kendisini beğeniyle süzen gözleri es geçti ve hastane kanadının yolunu tuttu.Cedric'i özlemişti...

Misafir

Rüzgarın savurduğu sarı saçlarım ve cübbem ile sınıfa ağır bir giriş yaptım. İçeride birçok tanıdık yüz görebiliyordum. Herkes bir şeylerle meşgul oluyor ve Bayan Couture'i bekliyordu... Bayan Couture her yıl ki karanlık sanatlara karşı savunma profesörümüz olduğundan herkes onu tanıyordu. Eminim yeni yılın ilk ders saatine güzelliği ile göz kamaştırıcı bir kıyafet ve kıyafetinin üstünde pek göze batmayan ama dikkatlice bakıldığından ne kadar profesyönelce yapıldığı belli olabilecek olan makyajı ile gelecekti. Beklenen an olmuştu, profesör içeri girdi. Sanırım kendi kendime profesörü manken gibi düşünmeye başlamıştım. Evet baştan aşağı süzüyordum. Sarı saçlarının üzerine özenle seçilip yerleştirilmiş tokaları ve saçlarının düzenine uygun yüzüne oturtturulmuş göz makyajı harika duruyordu. İçimden bu kadın giyinmeyi biliyor diye geçirdim. Profesörü süzmeyi bırakıp söylediklerine dikkat etmeye çalıştım. 10. sayfayı açıp göz gezdirmemizi söylüyordu. !0. sayfayı çevirirken aklımdan Nate ile ilgili düşüncelere geçiyordu. Uzun zamandır onu görmemiştim. Ve gerçekten çok özlemiştim. Şimdi nerdeydi acaba. Profesör ilk ders olduğundan ödev vermeyecekti. Bu yüzden ödevleri seviyordum. Dersin nasıl geçtiğini bile anlamamıştım. "İyi günler" diyerek sınıfı terk etti. Bende saçma saçma etrafıma baktım ve herkesin çıkmasını bekleyerek bende sınıfı terk ettim.

Konu: Geri: I. Ders Perş. Mayıs 13, 2010 12:32 pm

xUyan hadi.
xYa beş dakika daha
x Hadisene Karanlık Sanatlara karşı savunma dersine geç kalacaksın.
Océane gözlerini açtı. En sevdiği dersin profesörü olan Coutre’nin dersiydi bu. Dalgaları birbirine karışmış saçlarını karıştırarak doğruldu. Yatağının kenarındaki masada duran saati aradı eliyle. Baktığında derse yetişmek için tam beş dakikası olduğunu gördü. Fırlarcasına attı kendini yataktan. Aynaya doğru koştu. Gözlerinin altında belli belirsiz mor halkaların oluştuğunu gördü. Uykusuzluktan olsa gerekti bu. Ağzını sonuna kadar açıp esnedi. Okul cübbesini alıp hızlıca giyindi. Aynadaki yansımasına tekrardan bakıp dağılmış olan buklelerini elleriyle düzeltti. Yüzünü aynaya biraz daha yaklaştırdı ve gözünün altındaki mor halkları kapatma isteği duydu. Ama bunu yaparsa derse geç kalacaktı. Masanın üstünde duran kitaplarla dolu olan çantasını kapıp hızlı adımlarla çıktı yatakhaneden. Saatine baktı tekrardan. Profesörün girmesine tamı tamına elli dokuz saniye vardı. Dönemin ilk dersine geç kalmak istemiyordu. Koşarken yanındaki insanlara çarpıp çarpmadığını umursamadan koşmaya devam ediyordu. Çarptığı birinci sınıf veletleri arkasından laflar söylüyordu. Dersliğin kapısının önüne geldiğinde saatine tekrardan baktı. Beş saniye erken gelmişti. Sınıfa girecekken kolidoru bir süzdü. Bayan Couture görüş alanına girmişti. Nefes nefese ortalarda bir yerde gözüne kestirdiği sıralardan birine oturdu.
Couture her zamanki asaletiyle süzdü sınıfı. Dudakları yukarıya doğru kıvrıldı ve hafif ama yapmacık olduğu belli bir gülümsemeyle sınıfı selamladı. Geçen seneden pek bir farkı yoktu aslında ama soluk benzi biraz daha solmuş gibiydi. Sınıfın erkek öğrencileri güzel kadını hayran hayran süzüyordu. Eh süzülmeyecek gibi değildi kadın. Vücut hatlarına tam oturmuş cübbesi ile omuzlarına kadar inen düz, sarı saçları bir bütün oluşturmuştu. Coutre öğretmen masasına geçti.Kırmızı dudaklarını aralayarak onuncu sayfayı açmalarını söyledi. Kitaptan ders işleyeceklerine göre bu dersin en az Sihir Tarihi kadar sıkıcı olacağı belliydi. Océane elini ağzına götürüp esnemesini bastırarak sıranın üstüne koydu kafasını. Dersi bu şekilde de dinleyebilirdi. “Océane onuncu sayfayı sen bize oku bakalım” kadifemsi ses tonundaki ima açıkça belli oluyordu. Océane’nin uyuyacağını düşünmüş olmalıydı. Kitabının sayfalarını narin parmaklarıyla çevirip onuncu sayfayı buldu. Pürüzsüz olan ses tonuyla okumaya başladı. Sınıfta kimsenin onu dinlemediği açıkça belliydi. Oda olsa oda dinlemezdi okuyan kişiyi. Tam okumasını bitirdiği anda zil çaldı. Profesör ödev vermeyerek sınıftan ayrıldı. Océane de çıkmakta olan öğrencilerin arasına karışarak sınıftan ayrıldı.

Konu: Geri: I. Ders Perş. Mayıs 13, 2010 1:20 pm

Angy sınıfa seesizce ve utangaç bir şekilde girdi. Ön sıralara baktı ama hepsi doluydu. Zaten ön sıralara oturup göze çarpmak istemiyordu. O yüzden duvar köşesine geçip arka sıradan bir öne oturdu ve elindeki kitapları sıranın üstüne ses çıkarmadan koymak istedi. Ama terslik oldu ve kitaplar büüyk bir gürültüyle yere düştü. Herkes ona baktı. Angy bütün gözlerin bir anda ona çevrilmesinden nefret ederdi. Ve şu an öyle olmuştu. Angy'nin yanakları tanıdık pembe renk olmuştu bile. Angela yere düşürdüğü kitapları sırasına koydu ve kendide sıraya oturdu. Angy kitapları topladıktan sonra bir anlık susan sınıf tekrar konuşmaya başlamıştı. Angy derin bir oh çekti ve kitabı açıp okumaya başladı. Cama çarpan rüzgarın hafif ıslığını duyuyordu Angy. O bunları düşünürken ve rüzgarın ona fısıldayışını dinlerken Profesör Couture sınıfa girdi. Profesör Couture her zamanki asaletiyle girmişti
sınıfa.Altın sarısı göze çarpan parlayan saçlarına çiçekten yapılmış tokalar koymuştu.

Yüzündeki makyaj çok aşırı değildi. Sade ve çekici güzelliği vardı. Çektiği siyah göz kalemi badem şeklindeki donuk mavi gözlerini biraz daha çekici hale getirmiş. Yüzünde hafif bir tebbesüm, asalet ve birazda kibir vardı. Kendine emin yürüyüşüyle herkesin dikkatini çekiyordu. Pürüzsüz çenesini kibirden biraz havaya kaldırmıştı. Çok güzeldi... Angy bunları düşünürken Profesör Couture çan gibi çınlayan harika sesiyle '' Evet arkadaşlar kitabınızın 10. sayfasını açın. '' dedi. Angy'de hemen dediğine uyarak kitabının 10. sayfasına açtı. Ve öğretmen anlatmaya başladı...Angy onu pür dikkat izlerken-ve dinlerken- aynı anda da güzelliğine bakıyordu. Öğretmen birden ona döndü ve '' Evet Angela 10. sayfanın 2. paragrafını da sen okumak ister misin? '' dedi. Bütün sınıf yeniden Angy2e dönmüştü. Angela yine kızarark-ve gülümseyerek- '' Tabiki okurum '' dedi. Ve kadifemsi sesiyle okumaya başladı. Angy 2. paragrafı okudu ve gözlerini profesör Couture'ye dikti. Profesör '' Teşekkürler Angela oturabilirsin. '' dedi. Ve Angy tekrar onun dediğine uyarak sessizce yerine oturdu. Angy ahh kim bilir ne kadar da inek öğrenci görünümü verdim..Lanet olsun.. Diye düşündü. O bunları düşünürken ders bitti ve zil çaldı. Profesör her zamnki edasıyla ''iyi günler çocuklar'' dedi ve sınıftan dışarı çıktı.. Angy ise hala pembe olan yanaklarıyla kitaplarını alıp dışarı çıktı...

Konu: Geri: I. Ders Perş. Mayıs 13, 2010 1:25 pm

Cassidy erken kalkmanın verdiği avantajla çoktan hazırlanmış ders saatinin gelmesini bekliyordu. Genelde derslerine son anda yetişen biriydi; ama bu sefer erken kalkmıştı. Buna şaşırmadığını söylese yalan olurdu.

Nihayet ders saati geldiğinde cübbesini giydi, çantasını sandalyeden aldı ve yatakhaneden çıkarken son bir kez aynaya baktı. Her şey tamdı. Yatakhaneden çıktı ve birinci kattaki Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersliğine doğru yürüdü. Birinci katın koridorunda ilk gün heyecanında olan birinci sınıfları görünce geçen sene ki hali gözünün önüne geldi. Bunları kafasından atıp dersliğe girdi. Erken gelmenin verdiği avantajla ön sıralardan bir yer bulup oturdu. Biraz sonra sınıf dolmaya başladı. Yetişememe korkusuyla koşan öğrencilerden tut arkadaşlarıyla sohbet edenlere kadar herkes birden sustu sınıf sessizleşti. Cassidy kafasını, koyduğu masadan kaldırdı ve Bayan Couture'nin zarif vücuduyla sınıfa girdiğini gördü. Hafif bir tebessümle sınıfı selamlayıp masasına oturdu. Ardından o hoş ses tonuyla "Kitabınızın onuncu sayfasını açıp bir göz atın." dedi. Kitaptan ders işlemek -aslında okumak- Cassidy'nin hoşuna gitmezdi; ama yapacak bir şey yoktu. Kitabında ki onuncu sayfayı açtı. Biraz inceledikten sonra tam okumaya başlayacaktı ki Bayan Couture kafasını masaya koymuş bir kızın yanına gidip "Océane onuncu sayfayı sen bize oku bakalım" dedi. Sesinde ki imayı anlamak güç değildi. Océane sayfayı okumaya başladı. Sesi o kadar güzeldi ki Cassidy'nin uykusunu getirmişti; ama uyumaya niyeti yoktu bu dersi seviyordu. Kafasını kollarının arasına alıp sıraya kapandı ve kitabı okuyan kızı dinlemeye başladı. Kız okumasını bitir bitirmez zil çaldı ve Bayan Couture "İyi günler çocuklar." dedi ve ilk girdiğinde ki tebessümün aynısıyla, ödev vermeden sınıftan çıktı.

Konu: Geri: I. Ders Perş. Mayıs 13, 2010 1:30 pm

Juli siyah, uzun ve düz saçlarını esen rüzgara bırakarak Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersliğine doğru ilerliyordu. Hava rüzgarlı olduğu için Juli'nin saçları açıktı. Rüzgarda havalanan her bir saç teli görünümüne bir muhteşemlik daha katıyordu. Günün ilk dersi olan Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersi Juli'nin en sevdiği dersti. Zaten son iki yıldır sadece 4 derse girdiği için aralarında pek içine sinmeyenler yoktu. Sonuçta bu 4 dersi o seçmişti. Diğer dersleri sevmemesinin nedeni ise Profesörler'in iyilik abideleri olmalarıydı. Ama bu dersin Profesörü olan Bayan Roxanna her zaman kendi belirtmese de kötüydü. Yani yüzünde her zaman görülen kibirli bir gülümsemesi, belli etmediyse de derste Slytherinliler ile Hufflepuflılar'ın arasında ki uç noktalarda kesişen ayrıcalıklar, daha bir sürü şey... Onun kötü olduğunu bu yüzden düşünüyordu Juli.

İşte bu düşüncelerle varmıştı Juli Ksks dersliğine. Kapının önünde biraz önce rüzgarda dans eden saçlarının karışmış olan tellerini düzelttikten sonra içeri doğru ilerliyor Juli. İçeride arkadaşlarının henüz gelmemesi nedeniyle en uç köşeye oturan Juli ilerlediği yol boyunca ona sırıtarak selam verenlere hafif bir gülüş ile karşılık veriyor. Sırasına geçtiğinde birkaç dakika sonra Profesör Couture içeriye sarı saçlarının süslenen görünümü, gözlerinin daha bir güzel görünmesi için sürülen göz kalemi ve yüzünde ona güzellik ve kibir katan tebessümü ile giriyor içeriye. Öğrencileri selamladıktan sonra masasına doğru asaletli yürüyüşünü sergiliyor. İnce kollarını masanın üzerine dayıyor. Ses tonunu her zamanki gibi kadifemsi tutarak sınıftan önlerindeki kitabın 10. sayfasını açmalarını söylüyor. Sınıfta her zaman kendini çalışkan gösteren bir öğrenciye okutmaya başlıyor bu uzun yazıyı. Juli her ne kadar sadece okuma yapılsa da fazla sıkılmıyor bu dersten. Yazı bittikten sonra zaten zil çalıyor ve Profesör Couture ilk ders olduğunu için sınıfa ödev vermeden kapıdan çıkıp gidiyor. İlk dersin bitimi olduğu için sevinen Juli sırada İksir dersine gireceği için sevinci daha da artıyor. Çünkü bu derste mutlaka bir İksir hazırlıyor...

Konu: Geri: I. Ders Perş. Mayıs 13, 2010 4:06 pm

Derse geç kalmamıştım. Ama herkes derse girmişti bile. En arka sıralardan birine oturdum ve profesörün derse girmesini bekledim. Fazla beklememe gerek kalmadı çünkü asaletiyle ben girdikten bir kaç dakika sonra sınıfa geldi. Bu sefer sarı saçlarının üzerine çiçekli tokalar serpilmişti. Çektiği siyah göz kalemi badem şeklindeki donuk mavi gözlerini biraz daha sevimli hale getirmişti. Yüzünde hafif bir tebessüm ve birazda kibir vardı. Ama her zamanki gibi çok güzeldi. Onu geçen senelerden tanıyordum. Asil bir şekilde masasına geçti ve kollarını tahta masaya dayadı.
"Lütfen kitabınızın onuncu sayfasını açın." dedi. Kadifemsi ve merak uyandıran bir ses tonu vardı. Okumak için bir gönüllüyü seçti ve metini okuttu. Metine konsantre olmuştum ve kelimesi kelimesine takip ediyordum. Ders o kadar zevkli geçmese de profesör Roxanna'nın dersi olduğu için sıkıcı da geçmedi. Zil her zamanki uyuzluğuyla çaldı ve profesör,
"Bu gün ilk ders olduğu için ödev vermeyeceğim, iyi günler." dedi ve her zaman ki asaletiyle sınıftan ayrıldı. Bende çıkan öğrencileri takip ederek derslikten ayrıldım.

Konu: Geri: I. Ders Perş. Mayıs 13, 2010 4:06 pm

Öfkesini kontrol etmekte güçlük çekiyordu.Mümkün olsaydı önüne gelen herşeyi yumruklayıp yada tekmeleyebilirdi.Tabiki böyle birşey yapmayacaktı ama bunu yaparsa engelleyecek olanlar da yumruklarından nasibini alabilirlerdi.
Kıvrımlı dudakları şimdi ince bir çizgi halini almıştı.Gryffindor ortak salonuna doğru ilerledi.Lissa ile buluşmaları gerekiyordu.Herşeyi şimdi ona dert yanacak belki de sinirini ondan çıkaracaktı.Gryffindor ortak salonunun önünde belkiyorken canı sıkıldı.Az sonra Lissa gelecek ve onun keyfini yerine getirecekti.Huzursuzca kıpırdandı.Tam yere bakıyorken karşısına birde bire Lissa çıkıverdi ve çarpıştılar.Birbirilerinin bu komik durumu dolayısıyla gülme krizine tutuldular.
Mia kahkahaların arasından
"Liss geç kalacağız acele et."Lissa'yı çekiştiriyorlardı.
Hogwarts'ın kasvetli koridorlarından koşuyorlardı şimdi.Mia'nın uzun dalgalı saçları koşmalarının etkisiyle bir o yana bir buyana sallanıyor ve ayakkabılarından garip garip sesler çıkıyordu.
Sınıfa girdiklerinde hemen hemen her yer doluydu.Mia arka taraflardan boş olan yeri gözüne kestirdi ve Lissa'yı o tarafa doğru çekiştirdi.Yerine yerleşirken etrafı şöyle bir süzdükten sonra yerine yerleşti.Daha sonra en sevdiği tüy kalemiyle parşömen çıkarmaya koyuldu.
İşini bitirdikten bir kaç dakika sonra Profesör Couture sınıfa girdi.Bukleli sarı saçları ve hafif makyajıyla her zamanki gibi mükemmel görünmekle birlikte tavır ve davranışları her zamanki gibi soğuk ve mesafeliydi.Profesör Couture 'ı henüz çözememişti Mia.Birşeyler gizlediği belliydi.Soğuk davranışları ve küçümseyici bakışlarının altında bir şeyler saklı olduğu açıktı.Bir sırrı olmalıydı.Mia bu sırrı öğrenmeyi gerçekten çok istemesine rağmen başına iş almak istemiyordu.
"Kitabınızın 10. sayfasını açın."
dedi yine bütün asilliğiyle.
Vucuduna tam oturan cüppesinin içinde tıpkı bir kraliçeyi andırıyordu.Sınıfın dikkatini üzerine çekmekte oldukça başarılıydı.Hoş, hiçbirşey yapmasa bile tüm dikkatler onun üzerinde olabilirdi.Bunu mükemmel fiziği ve yüzüne borçlu olabilirdi.Ama dış güzelliği kadar kariyeri konusundaki ince detayları da biliyordu Mia.
“Océane onuncu sayfayı sen bize oku bakalım” dedi profesör imalı imalı.Belki de Océane'ın derste uyuklayacağını falan düşünüyor olmalıydı.
Océane okumaya başladığında Mia da onu takip etti.Ders bittikten sonra profesör "İyi günler çocuklar." diyerek sınıfı terk etti.Ödev olmayışına Mia minnettar kalmıştı.Freja'ya iğneleyici bakışlar atmayı ihmal etmeyerek derslikten çıktı Lissa ile.

Konu: Geri: I. Ders Perş. Mayıs 13, 2010 4:08 pm

Nate her zaman ki o dağınık saçları ile yatağından kalktığında saatin ne kadar geç olduğunu fark etti. Hep böyle olurdu zaten, hiçbir zaman, hiçbir şeye vaktinde gidemez ucu ucuna yetişirdi. Büyük ihtimalle bugün de öyle olacaktı. Hemen yeşil gömleğini ve siyah pantolonunu üzerine giyip şöyle bir aynaya baktı çok da kötü gözükmüyordu. Mavi gözleri kahverengi dağınık saçlarının altından parıldıyordu yine. Giysileri pek uyumlu değildi ama çok da fazla kötü değildi. Sonra bunları değiştirmeye fırsatı olmadığını hatırladı ve aceleyle dersliğe doğru yola koyuldu.

Dersliğe girdiğinde ilk dikkatini çeken Daisy oldu. Zaten onu nerede görürse görsün bütün dikkati ona kayardı. Neyse ki Profesör Couture henüz girmemişti dersliğe. Nate bunun uzun sürmeyeceğini fark edip ikizinin yanına oturdu. Birbirlerine gülümsediler ama konuşmadılar. İkizlerin arasında özel bir bağ vardı, konuşmadan bile birbirleriyle anlaşabiliyorlardı. Sonra Profesör Couture dersliğe girdi. Her zaman ki gibi şık ve alımlıydı. Makyajı ise zaten harika olan gözlerini daha bir sevimli kılmıştı.
"Kitabınızın onuncu sayfasını açıp bir göz atın." dedi.
Aslında bu pek de eğlenceli bir iş değildi Nate için. Pek sevmezdi kitap üzerinden ders işlemeyi uygulamalı dersler her zaman onun için daha etkili olmuştur. Yüzüne garip bir ifade takınarak kitabını açtı ve o sayfaya göz gezdirmeye başladı. O sırada Profesör Couture o her zaman ki kadifemsi sesi ile konuştu yine.
"Océane onuncu sayfayı sen bize oku bakalım." dedi. Sesinde bir ima vardı. Océane sayfayı okumaya başlamıştı. Nate gittikçe sıkılıyor, kendini dışarı atmak için dakikaları sayıyordu. Océane okuduğu sayfayı bitirdiği anda zil çaldı ve Nate rahatladı.
"İyi günler çocuklar." deyip derslikten ayrıldı Profesör Couture. İlk gün olduğu için ödev vermemişti. Bu gerçekten iyi bir şeydi Nate için. Ödevler ile arası pek iyi değildir kendisinin. Sonra toparlanıp sınıfı terk etti.

Konu: Geri: I. Ders Perş. Mayıs 13, 2010 5:19 pm

Profesör Couture her zamanki gibi sinirle sınıfa giriyor.Sarı,ipek gibi saçlarına çiçekten yapılmış tokalar takmış. Yüzündeki makyaj sade donuk kalmış yine. sürdüğü kırmızı ruj küçük dudaklarını daha üstün gösteriyordu.Asil yüzüyle bir şeyler söyleyecekti ki sınıfa doğru dönerken saçı askıya takılarak düştü şaçları yolunmuş bir şekilde ayağı kalktı. yüzünde sadece ama sadece kin ve öfke vardı.'Açın kitapları'.diyerek saçını toparlamaya çalışmıştı.'evet konuyu bize anlat ROSE'. Rose anlatmaya başlarken sinirle kalkan hoca direk fırlayarak tom ile edd`in yanlarına gitti.onlara fena halde kızarken Rose konuyu anlatmaya devam ediyordu.ince ses tonuyla Rose 'bir dakika sus kızım' profösör Couture tom ile edd'ye kızarken zil çaldı profösör couture konuşmasını bitirince rüzgar gibi sınıftan çıktı.Aradan zaman geçince zil çaldı.Profösör sınıfa girince sınıf sessizliğe boğuldu.Sınıftan herhangi bir öğrenciye okutuyordu konuları. Profösör couture 'konular bitti.Artık konulara daha iyi çalışın'Sizi artık boş görmek istemiyorum çocuklar çok çalışmanız gerek bu kafayla bir yere gidemez sizin.'Mırıldanan birini görünce elindeki tebeşiri ona fırlattı.'Burada bir şeyler anlatıyoruz değil mi? dinlesene'diyerek sözünü bitirdi.Bir daha böyle bir hataya düşüp hayatınızı karartmayın sizin sürdürmeniz gereken bir hayat var anladınız mı?birazdan zil çalar toparlanın.Tam da zil çalmıştı.Profösör couture aheste aheste sınıftan çıktı.'

Konu: Geri: I. Ders Perş. Mayıs 13, 2010 6:45 pm

Kira Karanlık Sanaatlara Karşı Savunma dersliğine giderken pekte acele etmiyordu. Tam zamanında sınıfa varacağının farkındaydı. Tahminin ettiği gibide oldu. Öğrencilerin çoğu Profesör Couture'i tanıyordu. Uzun yıllardır Hogwarts'taki Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersine onun girdiğinden haberdardı. Onun hakkında çok fazla olmasada bir iki şey kulağına çalınmıştı. Disiplinli biriydi ama aynı zamanda çekici bir güzelliğide vardı. Boş bulduğu bir sıraya geçti ve oturdu. Kimse ona aldırış etmemişti. Yanındaki kızın bir Slytherin olduğu o kadar açıktıki! Kız okul eteğinin üstüne kısa kollu bir t-shirt giymişti. Sanırım sıcaktan cüppesini çıkartmıştı. Ama Profösör Couture gelmeden cüppesini tekrardan üstüne geçirdi. Siyah saçlarının arasında günlük boya olduğunu tahmin ettiği yeşil tonlar vardı. Göz kaleminin yeşili de dikkat çekiciydi. Armaya, cüppeye hatta bütün bu yeşil ve sarı ağırlığına gerek kalmıyordu. Kızın suratındaki kibirli ifade onun bir Slytherin olduğunu göstermeye yetiyordu.
Kira bunları düşünürken Profösör Couture sınıfa girdi. Gerçekten bahsedildiği gibi çekici bir kadındı. Sarı saçlarını arkaya doğru atmış ve üzerine çiçekten yapılmış tokalar
serpiştirmişti. O güzel, bir erkeği baştan çıkartacak gözlerinin önüne bir tel saçın bile gelmesini istememiş gibiydi. Siyah göz kalemi çekilmiş mavi gözleri bütün sınıfı bir saniyede taramıştı.
Masasına oturdu. Herkez onun konuşmasını veya en azından bir merhaba demesini bekliyor gibiydi. Profösör Couture ise ellerini çenesinin altında birleştirip "Kitaplarınızın onuncu sayfasını açın." dedi.
Profösör Couture klasik hadi tanışalım öğretmenlerinden değildi. Bu sınıfa girişindende anlaşılmıştı gerçi.
Kira uysal bir öğrenci gibi denileni yaptı. Roxanna Couture'ın sınıfta metni okutmaya birini aradığını sezdiğinden olsa sarı saçları olan bir çocuk öne atılarak "Ben okuyabilirim" dedi. Sınıfın öbür tarafında olduğundan Kira çocuğun sarı saçları dışında başka bir görüntü yakalayamadı. Profösör Couture başıyla onaylamak dışında başka bir tepki vermedi. Kira bir andan metni dinlerken bir andanda dersliği inceliyordu. Rüzgar derslikteki iki kalın perdeyi oynatıyordu. Çokta aydınlık ve iç açıcı bir yer olduğu söylenemezdi. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersliğinin havası okuldaki diğer dersliklerden daha ağır döşenmişti. Ama oda Profösöre uyum sağlıyordu. Oda profösörü, profösörde odayı tamamlayıcı unsurlar olmuştu.
Kira okuma parçasının bittiğinin farkında bile değildi. Odayı incelerken dalıp gitmişti. Profösör Couture'nin "İyi günler!" diyen cezbedici gür sesi onu kendisine getirdi. Doğruldu ve ayağa kalktı. Kira hızlı ama düzenli adamlarla sınıfı terkederken bugününde adımları gibi hızlı geçeceğini düşünüyordu.

Konu: Geri: I. Ders Cuma Mayıs 14, 2010 6:33 pm

-Bundan sonraki öğrenciler derse geç kalmış sayılacaktır. Lütfen Rp'lerinizi geç kalmışsınız gibi yazınız.-

Konu: Geri: I. Ders C.tesi Mayıs 15, 2010 1:30 pm

Brenda'nın yumuşak dudaklarıyla uyanmıştım.Gözlerimi ilk açtığım da onu görmenin verdiği mutluluğu hangi kelimeyle anlatmaya çalışabilirim ki? Bütün sözcükler hayat bulsa da dilimden dökülürken hiç bir şey ifade edemezdi bu güzelliğin karşısında.Karşılık verdim bende masum bir öpücükle.Yatakta doğruldum ve etrafa bakındım.Neyse ki herkes henüz uyuyordu.Erken kaldırmıştı beni bunun uyuşukluğu vardı üzerim de.Yavaş hareket etmem onu uyuz ediyordu belliydi ama hala uykunun tadının üzerimde olması hızlı olmama engeldi.Benim uyuşukluğumdan dolayı kahvaltı saatimiz her zaman ki saate denk gelmişti.Eğlenceli olmuştu yine.Sevgilimle herşeyimle beraber olmak her şeyi güzel kılıyordu ya zaten.Bu da onlardan biriydi.Brenda'ya çevirdiğim de kafasımı ders kitaplarını kurcalıyordu ve hızla ayağa kalkarak koşar adımlarla ortak salondan kayboldu.Her zaman ki haliydi.Yine ders kitaplarından birini unutmuştu.Böyle durumlarda bana bir şey demezdi.Anlardım.Fakat başka durumlarda kesinlikle söylerdi.Biririmizi her şeyden çok düşünür ve kırmamak için her şeyi göze alırdık.O gelene kadar biraz daha yedim bir şeyler.Elimi karnıma koyduğum da bir hayli yediğimi o zaman anlayabildim.Kendi kendime gülümserken gelmişti Brenda.O kadar hızlı hareket etmesine rağmen nefes alışları normaldi.Hızla bana yöneldi ve kitaplarını toplayarak beni de peşi sıra sürüklemeye başladı.Benden daha hızlı gidiyordu dönüp bakmamasından faydalanarak bende yavaşladım ve daha sakin adımlarla ilerlerken tuvalete yöneldim.Derse erken gitmek istemiyordum çünkü.Bana kızıcağını bilsem de erken gidip beklemekten hoşlanmıyordum.Biraz oyanlanmak için bakınırken Hogwarts hayaletlerinden biri duvardan süzülerek dalmıştı içeri.Başımın etrafında turlar atarken ben nefes alışlarımı düzene sokmayı başarmıştım.Onları seviyordum fakat aniden çıkmasından hoşlanmamıştım.Sanırım Gryfindor hayaletiydi.Sesinden bu fikre kapıldım.Başımın etrafında turlarken bakmamıştım.Saniyeler için de gözden kaybolmuştu zaten.Ders vakti geldiğine kanaat edince tuvaletten çıkarak dersliğe yöneldim.Kapı kapalıydı.Anladığım kadarıyla yine zamanı tutturamamıştım.Yüzüm de endişeli ifadeyle kapıyı araladım ve Profesörle göz göze geldik.
"Kusura bakmayın Profesör.Tuvalette hayaletlerden biriyle uğraşıyordum.Derse girebilir miyim" sesimin nasıl çıktığı hakkında bir fikrim yoktu fakat Profesörün gülümseyişi bana kızmadığını gösteriyordu.
"İlk ders olduu için kızmıyorum.Bu hayaletler içinde müdürle konuşsam iyi olacak sanırım.Sende şimdi yerine otur." ses tonu gülümsemesi kadar sıcak çıkmamıştı.Aldırdığım söylenemezdi.Hemen sevgilimin her zaman benim için ayırdığı yere yanına oturdum.Bana onaylamayan bakışlarla bakıyordu.Elimi koluna uzatark sıvazladım."Kusura bakma o kadar hızlıydın ki söyleyemedim" dedim.Bakışları o an için değişmese de sonrasında etkili olacağına emindim.Profesörün konuşması bir şeyler kaçırmadığımı gösteriyordu.
"Yeni bir yıl ve ilk ders.Bu sene de sizlerleyim.Derslere çalışmanızı ve ödevleri eksiksiz yapmanız istiyorum.Şimdi kitaplarınız çıkarın ve 10.sayfayı açın."sesi sınıfa o kadar hakimdi ki bende bakışlarımı ona çevirdim.Saçlarını rengi aynıydı sadece boyu biraz değişmişti.Uzamış belli ki saçları.Çiçekli tokalarını hiç beğenmedim.Dağların kenarlarında düzensizce yerden bitmiş çiçekler gibi göründü gözüme.Belli ki kendi beğenmişti.Beğenmeseydi bütün okulu çelenk gibi bir halde gezmezdi.Yüzünde kibirle zıtlık oluşturmuştu çiçekler.Bir tek gözleri kusursuzdu.Sürdüğü siyah boya insanları bakışlarıyla kendine çekmesinde yardımcı olmuştu.Ben bu fikirlerdeyken biri çoktan okumaya başlamıştı.Bende kitabımın 10.sayfasını açmıştım fakat hiçte takip etme gibi bir arzum yoktu.Etrafa bakınmak daha cazip gelmişti.Tek bir değişiklik görmemiştim sınıfta.Ne kadar da sıkıcıydı.Oysa ki değişiklik olsaydı fena olmazdı.Sevgilimin yumuşak denemeyecek dirseğini yemiştim.Anlaşılan ilgisizliğimi fark etmişti.Bende hevessizce önüme döndüm ve takip ediyor gibi yaparak boş boş kitaba bakınmaya başladım.Düşüncelerle mücadeleye başlamıştım.İlk geldiğim okulu özlemeyi artık bırakmıştım.Buna en büyük sebepte Brenda'ydı.Onun bana olan sevgisiydi.Evimi bile aramıyordum.Okumanın sona erdiğini Profesörün tiz sesiyle kavarayabildim.
"Ders burada bitmiştir.Ödev vermiyorum.Bunu ilk ders olmasına borçlusunuz.Bir daha ki derste görüşmek üzere.Geç kalmalar olsun istemiyorum" demişti.Sesi biraz yüksek çıkmıştı.Oysa ki sağar olan duyamayan kimse yoktu sınıfta.Bana da dokunmadan gidememişti.Zaten ona takıldığım da söylenemezdi.Brenda'nın derin bakışlarına gülerek karşılık verdim.Biliyordum oda Profesörden yanaydı.Geç kalmamdan hoşlanmıyordu ama yapacak bir şey yoktu bende erken gelmekten hoşlanmıyordum.Profesör derslikten çıkarken sevgilimin yardımıyla toparlandım.Ben kitabımı kapatana kadar toplanmasıydı bana yardım etmesine sebep.Kısa süre içinde bizde ayrılmıştık dersten.

Konu: Geri: I. Ders Salı Mayıs 18, 2010 7:37 pm

Uykularım kaçıyor artık. Hatta bir haftadır ilk uyanan benim. İlk uyanan diyorum ama bazen ilk uyanan olamıyorum, uyuyamadığım için. Psikolojim iyice bozuldu. İnsanların benim hakkımda ne düşündüğünü takmıyorum ama kendi hakkımda çok da iyi olmayan düşüncelerim var. Derslerim berbat değildi hiç bir zaman. Yani, kafaya takılacak kadar kötü bir notum yoktu. Bu dönem, bu yıl da olacağını zannetmiyorum. Olsa da takmam yine. Peki benim taktığım ne?

Daha kimse uyanmadan üstümü değişip çıkıyorum yatakhaneden. Rahatlamak için Hogwarts'ın sessiz koridorlarında yürüyorum manzaraya bakarak. Pencereleri açıyorum ve canlanıyor sanki Hogwarts, bir güne daha. Bir haftadır neredeyse her sabah yaptığım programdı bu... Devamı her gün değişiyordu mutlu edici bir şekilde. Sonuçta monoton bir hayat yaşamak istemezdim. Monoton yaşamak isteyenlerin aksine...

Hogwarts'ın tamamını dolaşmak zaman alıyordu. Geç kalmıştım yani. En erken kalkıp en geç derse girmek çok garip gözükse de normaldi benim için. Ya da her gün yapınca normalleşiyordu. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersliğine girdiğimde kitaptan bir sayfa okuyorlardı. Sıkıcı bir ders mi olacaktı yine? Düşünceliydim. Bunu biraz üzgün tavıra dönüştürerek özür diledim sınıfa girerken. Neresi olduğuna önem vermediğim boş sıralardan birine oturdum. Ben sayfayı açtığımda bitirmişlerdi okumayı. Sayfanın önemli yerlerini kalın veya eğik veya renkli veya büyük veya... Farklı işte, sayfanın önemli yerlerini farklı yazıyorlardı. Ben de altlarını çizerek okumuş oldum sayfayı. Güldüm kendi halime.

Ders bitince sınıftan çıkan kalabalığın arasına karıştım. Çıkarken profesöre sahte ama çok gerçekçi bir gülümseme ile selam verdim. Sanki dersine beni aldığına sevinmişim gibi... Sahte olduğunu anlamayacağını bildiğimden yoluma devam ettim. Yalnız...

Konu: Geri: I. Ders Çarş. Mayıs 19, 2010 7:35 pm

Yüzünü yalayan sert rüzgarın etkisiyle gözlerini aralamadan bile tanıdık bir yerde olmadığını biliyordu, gençliğe küçüklükten daha yakın cadı. Ancak endişe duymadı hiç, bulunduğu yer, nefes alabildiği bir yerdi; küçükken kapalı kaldığı süpürge dolabı gibi duvarların üstüne geldiği bir yer değil. Gök mavisi gözlerini tamamen açıp onları birkaç defa kırparak görüntüyü netleştirdikten sonra, bunun büyük ihtimalle etrafta hiç duvar olmamasından kaynaklandığını fark etti. Hafızasını biraz yoklayan cadı, sabaha karşı uyanıp dışarı çıktığını hatırladı. Uyumayı planlamıyordu aslında, okul kıyafetlerini giymiş hatta yanına karanlık sanatlara karşı savunma kitabını bile almıştı ama daha bir satır bile okuyamadan uyuya kalmış olmalıydı. Uyuduğu sürede vücudu buz kesmişti gerçi ama önemsemedi bunu. Her geceyi bahçede geçiremezdi ancak bir gece de olsa orada uyumak, iyi gelmişti klostrofobik cadıya. Bedeni buna karşı koysa da ayağa kalkmaya çalıştı Amethystia. Okul eteğinin çoğunu gizlemediği uzun bacakları tekrar kendisini taşıyabildiğinde, uzakta görünen şatoya, içinde olanları görmek istiyormuş gibi baktı birkaç saniye. Sahi, o saatte neler olurdu ki şatoya? Muggle işi kol saatine şöyle bir göz attı ancak akrep ve yelkovanın göz ucuyla gördüğü yerlerini beklemediği için, ikinci defa kontrol etme ihtiyacı duydu. İlk derse geç kaldığını fark ederek yerdeki çantasını kapıp koşmaya başladı okula doğru. Normalde cadıyı koşarken görmek zordu ancak kaçırdığı ders Couture’ındı. Lanet olsun! İlk seneki kazasından beri pek kendinde olmayan bacağı tehditkar bir biçimde zonklamaya başlayınca hızlı bir tempoda yürüyerek aldı kalan yolu. Sınıfın kapısını geldiğinde, birbirine girmiş kızıl saçlarını düzelterek birkaç saniye daha geç kalmayı göze aldı.

Derin bir nefes alarak –gökyüzünü göremediği için huzursuzlanmaya vakti olmamıştı daha- dersliğin kapısını çaldı ve içeri girdi. Saçlarında çiçekler –Bir saniye, çiçekler mi? Ciddi olamaz. - olan kadına içten bir özür mırıldandı, bir yandan içinden yalvarırken. (Lütfen puan kırma, lütfen puan kırma, lütfen…) Muhtemelen ilk ders olduğu için profesör onu derse alınca bulduğu en yakın boş sıraya oturdu. Yanına oturduğu çocuktan, kitabın onuncu sayfasını okuduklarını öğrenince kitabını çıkarttı o da. Eğer uyuyakalmasa o da okumuş olabilirdi ancak derslerine pek öyle önceden hazırlıklı giden tiplerden değildi cadı. Her dönemin başında derslerine o sefer özen göstereceğine dair kendine söz verse de bunu tekrar unutması pek uzun sürmezdi. Hem dersler… sadece dersti işte. Daha önemli şeyler de vardı onlardan. Profesörün donuk mavi gözlerini üzerinde hissedince o anda onların zamanı olmadığına kanaat getirerek okumaya başladı kitabı ancak bir öğrenci bu işi onlar yerine yapınca, sadece dinlemeyi tercih etti. Yine de bakışlarını kitaptan ayırmadı tabii, Couture ile göz teması kurmaya pek hevesli değildi. Sonunda zil çaldığında, ilk ders olduğu için ödev vermeyeceğini açıklamıştı profesörü ancak Amethystia, tecrübelerinden biliyordu ki bunun acısını, ileriki derslerde çıkartacaktı kadın. Profesörün ayrılmasından sonra, sınıftan çıkmadan önce, kapıdaki kalabalığın dağılmasını bekledi ilk süre. Bekleyebildiğine göre, iksirdeki gibi bir kriz yaşamıyordu. Hislerini biraz kurcalayınca, kapalı bir alanda olmaktan her zamankinden daha rahatsız olmadığını fark ederek rahatladı sınıftan çıkmadan önce.

Konu: Geri: I. Ders Perş. Mayıs 20, 2010 9:54 am

~Ders bitmiştir. Puanlarınız gün içinde "Duyurular" adlı başlığa eklenecektir.~

» İlk Ders.
» I. Ders
» II.Ders
» İlk Ders.
» II Ders.