Güzel bir gün geçirecek gibiydim. Kuşlar ötüyordu,bu iyiye işaretmiydi? Lakin koridorda rastladığım tipler sinirimi bozuyor ve laf atmaktan kaçınmıyordum. Fakat benim için bina koşulları önemli değil,ister Slytherin ister Hufflepuff olsun yinede arkadaşımdır. Öğretmenlerin taraf tutmasına gıcık olduğum gibi babamın durmadan beni derse kışkırtmasınada ben olumlu bakmıyordum. Quidditch bana bir maraton gibi gelir öğrenme maratonu. Bu maratonu bitirmek için iyi bir temel gerekir. Bu yüzden temelin altında hangi sular geçiyor bakmak için Astronomi dersine katılmıştım. Girdiğimde sınıf neredeyse tamamıyla doluydu. Boş bir sıraya oturdum,profesörün gelmesi pek de uzun sürmedi. "Merhaba gençler,ben Astronomi profesörünüz Whsll,bu derste sizlerle tanışacağım. Aklınıza takıldığınız birşey varsa sorun" tıpkı bir profesörden beklediğim gibi. Aklıma takıldığım şeyin onu önceden farketmesini bekliyordum. Profesöre tip tip baktım ve bana aniden bir bakış attı. "Hangi bina? Isim?... Hmm.. Doğrumu tahmin ediyorum adın Russel" bütün sınıf çığlıklar içinde şaşırmışcasına bağırıyordu. Halbuki kitabımın üzerine dev gibi Russel yazmıştım,kaybolmasın diye. "Vay canına profesör bildiniz!" halbuki pek de tınlamamıştım. Resmen profesörle dalga geçiyor gibiydim,birkaç Slytherin'li büyücü bunu fark etmiş olmasına rağmen birşey söylemediler. Öğretmen bir kaç kişiyle de böyle konuştuktan sonra,diğer derste görüşmek üzere diyip çıktı.